Dış İlişkiler


Borçlanma işlemi için gerekli olan hizmet belgesi nereden ve hangi belgelerin ibrazı ile temin edilir?

Hizmet Belgesi Temini

Hizmet belgesinin temini ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Genellikle sigortalının talebi üzerine doğrudan o ülkenin sigorta kurumundan ya da Müşavirlik/Ataşeliklerimiz veya Büyükelçiliklerimiz kanalıyla temin edilmektedir.

Başvuruda kullanılan dilekçede sigorta numarası, doğum tarihi (gün, ay, yıl), doğum yeri, çalışılan veya o ülkede ikamet edilen tarihler, ilgili belgelerin birer örneğini eklemek suretiyle mutlaka belirtilmelidir.

Müracaatlar şahsen ya da posta yoluyla yapılmalı, e-posta ve faksın kullanılmamasına özen gösterilmelidir.

Ayrıca, S.Arabistan, Kazakistan, Libya gibi ülkeler için;

- Çalışılan sürede kullanılan pasaportun/pasaportların işlem görmüş tüm sayfalarının okunaklı fotokopileri,
- Varsa bonservis belgeleri,
- Çalışma ve oturum izin belgeleri,
- Varsa o ülke dilinde hazırlanmış diğer belge ve evraklar
gereklidir. Bu ülkeler için pasaport fotokopileri olmadan hizmet belgesi düzenlenememektedir.

Ayrıntılı bilgi için
a) Yurtdışında bağlı bulunduğunuz Büyükelçilik/Başkonsolosluk nezdindeki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirliğine/Ataşeliğine,
b) Yurtiçinde Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne/Merkezine
başvurabilirsiniz.

Yurtdışında yabancı bir firmada/bir Türk firmasında çalışıyorum/çalıştım. Ancak çalıştığım firma alacaklarımı ödemiyor/ödemedi. Ne yapmalıyım?

a) Yabancı firmada çalışması bulunanlar: Halen yurtdışında çalışmaktaysanız, ödenmeyen ücretlerinizle ilgili olarak bulunduğunuz şehirdeki Çalışma Dairesine/Çalışma Bürosuna, sonuç alınamadığı durumlarda ise yetkili İş Mahkemesine başvurabilirsiniz.

Her iki aşamada da bulunduğunuz ülkedeki/yerdeki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirliğimizden/Ataşeliğimizden yardım talebinde bulunabilirsiniz. Müşavirliğimizin /Ataşeliğimizin bulunmadığı ülkelerde diplomatik temsilciliklerimize başvurmanız mümkündür. 

b) Türk firmasında çalışması bulunanlar: Yurtdışındaki girişimlerinden bir sonuç alamamaları durumunda, iş sözleşmesi ve alacaklı olduğunu kanıtlayan belgelerle birlikte ülkemizdeki yetkili İş Mahkemelerine başvurabilirler.

Halen yurtdışında çalışmaktayım. Çalıştığım firma yetkilileri pasaportuma el koydu/firma iflas etti, Türkiye'ye nasıl döneceğim?

Kimsenin pasaportunuza el koyma hakkı yoktur ve bu bir suçtur. Böyle bir durumda derhal Konsolosluk Şubesi ile irtibata geçilerek yerel makamlara işveren veya temsilcisi hakkında şikâyette bulunulmalıdır. Ülkeye dönüş süreci Konsolosluk tarafından koordine edilmektedir.

Türk firmasında çalışmak üzere yurtdışına (Örneğin, Kazakistan, Rusya Federasyonu, Libya gibi ülkelere) gitmeden önce iş sözleşmemi İŞKUR'a onaylatmalımıyım ve burada nelere dikkat etmeliyim?

Evet, iş sözleşmesi Türkiye İş Kurumu tarafından mutlaka onaylanmalıdır. Ayrıca, alacağınız ücretin, çalışma koşullarının, haftalık ve yıllık izinlerin, iaşe ve ibate gibi diğer hususların iş sözleşmesinde eksiksiz olarak yer almasına dikkat etmeniz gerektiğini unutmayınız.

Türkiye'de ikamet ediyorum. Yurtdışından almakta olduğum emekli aylığım kesildi, ne yapmam gerekir?

Aylığınızın kesilme nedeni muhtemelen her yıl gönderilmesi istenen Yaşam Belgesi’nin gönderilmemiş olmasıdır. Nüfus Müdürlüğünden temin edeceğiniz Nüfus Kayıt Örneği “Yaşam Belgesi” yerine geçmektedir. Bu belgenin ayrıca tercüme edilmesine gerek yoktur.

Ayrıca, ikamet ettiğiniz ildeki Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne ya da Bakanlığımıza başvurarak yardım talebinde bulunabilirsiniz. Bu başvurunuzda aylık almakta olduğunuz sigorta kurumu ile sigorta numaranızın ve nüfus kimlik bilgilerinizin başvurunuzda belirtilmesi yeterli olacaktır.

Yurtdışında sosyal güvenlik anlaşması bulunmayan bir ülkede (Kazakistan, Türkmenistan, Rusya Federasyonu, S.Arabistan, Cezayir gibi) bir Türk firmasında yakın zamanda çalışmaya başlayacağım. Hastalık, iş kazası gibi kısa vadeli ve yaşlılık, maluliyet ve ölüm gibi uzun vadeli sigorta primlerimi kim, nereye ödeyecek?

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince sosyal güvenlik anlaşması imzalanmamış ülkelere çalışmak için Türk işverenlerce götürülen vatandaşlarımızın kısa vadeli sigorta ve genel sağlık sigortası primlerinin işverenleri tarafından Türkiye’ye ödenmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, sözkonusu ülkelerde iş üstlenen Türk firmalarınca istihdam edilen vatandaşlarımızın sosyal sigorta primlerinin de ülkemizde Sosyal Güvenlik Kurumu’na yatırılması icap etmektedir.

Diğer taraftan arzu eden vatandaşlarımız uzun vadeli sigorta primlerini isteğe bağlı olarak Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumu’na ödeyebilmektedirler. İsteğe bağlı sigorta uygulamasından yararlanmayanlar, isterlerse sonradan bu çalışmalarını 3201 sayılı Kanun'a göre yurtdışı borçlanması da yaparak hizmet sürelerine saydırabilirler.

Almanya'dan emekli olma konusunda bilgi verir misiniz?

Yaşlılık aylığı bağlanması için 65 veya (1947 ve daha sonra doğanlar için 2012 yılından 2029 yılına kadar kademeli olarak yükseltilmek suretiyle) 67 yaşını doldurmuş ve asgari 5 yıllık (60 ay) sigortalılık süresini tamamlamış olmak gerekmektedir.

Sigortalılık süresinin yeterli olmaması halinde, Türkiye’de geçen sigortalılık süreleri de hizmet birleştirmesi yapılması suretiyle tamamlanabilir ve kısmi aylık bağlanır. Diğer aylık türleri için, Almanya’da iseniz Almanya’daki Müşavirlik ve Ataşeliklerimizden, Türkiye’de iseniz bulunduğunuz ildeki Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nden ya da Bakanlığımızdan bilgi alabilirsiniz.

Almanya'da bir firmada çalıştım. İşletme emekli aylığı almak için hangi şartlar aranmaktadır?

F. Almanya’da zorunlu sigorta dışında, genelde büyük ölçekli firmalarda “İşletme Emekli Sandıkları (Betriebsrentenkasse)” bulunmaktadır. Bu sandıklar, işçinin hiç bir katkısı olmaksızın sadece işverenin yaptığı ödemelere bağlı olarak, aşağıdaki şartlar da yerine getirilmişse, ek bir emekli aylığı/dul-yetim aylığı veya tazminat öderler. Bu şartlar genel olarak aşağıdaki gibidir:
- İşyerinde İşletme Emekli Sandığı’nın (Betriebliche Altersversorgungskasse) kurulmuş olması, 
- İlgilinin aynı işyerinde aralıksız en az 10 veya 12 yıl (Belediyeler, demir yolları, hastaneler, posta işletmesi gibi kuruluşlarda aralıksız 5 yıl) çalışmış ve bu sürelerin sandık kapsamına alınmış olması, 
- İşten ayrılındığı tarihte 35 yaşın doldurulmuş olması ve 
- İşletme Emekliliği Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 19/12/1974 tarihinden sonra işten ayrılınmış 
olması şarttır. 

İnşaat işkolunda çalışanların, varsa hem çalıştığı firmaların İşletme Emekli Sandığı’ndan, hem de İnşaat İşkolu Ek Emeklilik Sandığı’ndan (Zusatzversorgungskassen im Baugewerbe) emekli aylığı alabilmeleri mümkündür. Bunun için; 
- Değişik inşaat firmalarında en az toplam 220 ay (18 yıl 4 ay) veya 
- Aynı inşaat firmasında aralıklı da olsa en az 10 yıl çalışmış olmak 
gereklidir.

Maden işkolunda (Bergbau) faaliyet gösteren firmaların çoğunda işletme emekli sandığı kurulmamıştır. Ancak az sayıda da olsa bu işkoluna dahil bazı firmalarda işletme emekli sandığı uygulaması bulunmaktadır. 

Durumları bu şartlara uyan vatandaşlarımızın; çalıştıkları firmanın adını-adresini, çalışılan sürelerin tarihlerini, doğum tarihini ve Alman sigorta numarasını içeren, işletme emekli aylığı bağlanması talebini belirten bir dilekçe ile ilgili Ataşeliğimize veya Bakanlığımızın

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 
Dış İlişkiler ve Yurtdışı İşçi Hizmetleri Genel Müdürlüğü 
İnönü Bulvarı No: 42 
06520 ANKARA 

adresine müracaat etmeleri gerekmektedir. Taleplerle ilgili gerekli araştırma yapılmakta ve sonucundan dilekçe sahibine bilgi verilmektedir. 

Almanya'da yaşıyorum. Almanya'daki hastalık kasası Türkiye'den aldığım emekli aylığından kesinti yapabilir mi?

29 Nisan 2004 (883/2004) ve 16 Eylül 2009 (987/2009) tarihli Avrupa Birliği Tüzükleri doğrultusunda hazırlanan “Avrupa’da Sosyal Güvenlik Sistemlerinin Koordinasyonuna ve Diğer Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun”un 1 Temmuz 2011 tarihinde Almanya’da yürürlüğe girmesiyle, Almanya’dan emekli aylığı alan kişilerin diğer ülkelerden aldıkları emekli aylıklarından sağlık ve bakım sigortalarına prim kesintisi yapılmaya başlanmıştır. Hali hazırda bu oran % 10 civarındadır.

Sözkonusu kesintiye karşı Türkiye’nin AB üyesi olmaması ve Sosyal Güvenlik Anlaşmasında bu yönde bir kesinti öngörülmemesi nedeniyle itiraz edilebilir.

Almanya'da çalıştıktan sonra Türkiye'ye döndüm ve işçi payı sigorta primlerimi aldım. İşveren payı sigorta primlerimi de alabilir miyim?

Prim iadesi konusunu düzenleyen Alman Sosyal Güvenlik Kanunu’nun VI. Kitabı’nın 210. maddesi, sadece işçi payı sigorta primlerinin iadesine izin vermekte, işveren payı sigorta primleri ise iade edilmemektedir. Bu konuda Almanya’da açılan bir dava Federal Anayasa Mahkemesi’ne kadar götürülmüş, ancak bu talep anılan mahkeme tarafından reddedilmiştir. İşçi payı sigorta primlerini alan vatandaşlarımız Almanya’daki tüm sosyal sigorta haklarını kaybetmektedir.

Avusturya’dan emekli olma konusunda bilgi verir misiniz?

Avusturya mevzuatına göre toplam 180 ay sosyal güvenlik primi ödeyen sigortalılar, yaş koşulunu yerine getirmeleri halinde emeklilik hakkını elde edebilmektedir. Sigortalı olarak geçmesi gereken çalışma sürelerinin hesaplanmasında ülkemizde geçen süreler de dikkate alınmaktadır. Yaşlılık aylığı asgari yaş sınırı kadınlarda 60, erkeklerde ise 65’dir.

Avusturya’da bir firmada çalıştım. İşletme emekli aylığı almak için hangi şartlar aranmaktadır. Kısaca bilgi verir misiniz?

İşletme Emekli Aylığı sistemi Avusturya`da yaygın değildir. Bununla birlikte az sayıda işletme toplu sözleşme hükümlerine bağlı olarak, çalışanlarına işletme aylığı imkanı sunmaktadır. Avusturya İşletme Aylığı Kanunu gereğince işletme aylığı;

- Bir işverenin, 25 yaşını tamamlamış işçisine, zorunlu sosyal sigortadan hak kazanılan aylığı tamamlayıcı mahiyette bir işletme aylığı bağlayacağı vaadinde bulunmuş olması, 
- Vaadin yapıldığı tarihten sonra işveren ve işçinin, Kanuna göre en fazla 10 yıl olmak üzere iş akdinin belirli bir süre -bekleme süresi- devam etmesini kararlaştırmış olmaları ve bekleme süresinin dolması, 
- Zorunlu sosyal sigortadan aylık bağlanmış olması 
halinde ödenmektedir.

Azerbaycan'da bir Türk firmasında yakın zamanda çalışmaya başlayacağım. İş kazası ve meslek hastalıkları sigortalarım nasıl sağlanacaktır?

Azerbaycan mevzuatında, ülkede çalışanların tamamı için, iş kazaları ve meslek hastalıkları zorunlu sigorta primleri, işveren ile özel bir sigorta şirketi arasında imzalanmış sigorta sözleşmesi çerçevesinde işverence ödenmekte ve bu sigorta risk kolu güvence altına alınmaktadır. 

Diğer taraftan, Azerbaycan’da yaşlılık, malullük ve ölüm sigortaları için işveren tarafından % 22, sigortalı tarafından % 3 olmak üzere toplam % 25 oranında sigorta primi ödenmektedir. Hastalık sigortası için ayrıca bir prim kesilmemektedir. Azerbaycan’da yasal çalışma veya ikamet izni olanlara hastalık durumunda sağlık hizmetleri ücretsiz sağlanmaktadır.

Fransa'da bir firmada çalıştım. Fransa'daki ek emeklilik hakkında bilgi verir misiniz? Nasıl başvuru yapabilirim?

Fransa’da işyerlerinin bağlı olduğu ve sigortalıların çalışmaları esnasında zorunlu olarak tabi oldukları Ek Emeklilik Kurumları yaşlılık aylığından ayrı olarak, emeklilik yaşına gelindiğinde “Ek emekli aylığı” bağlamaktadır. Bu aylığın bağlanması için gereken yaş şartı yaşlılık aylığında olduğu gibidir.

Sigortalının vefatı halinde, geride kalan dul eşe, 55 yaşından itibaren ek dul aylığı bağlanmaktadır. 1 Temmuz 1996 tarihinden önce vefat edenlerin dul eşine 50 yaşından itibaren aylık bağlanmaktadır. Bakmakla mükellef olunan en az iki çocuk var ise veya maluliyet sözkonusu ise yaş şartı aranmaz.

Ek emekli aylığı ve ek dul aylığı bağlatılması için, sigortalıların veya hak sahiplerinin Fransa’da iken en son tabi bulundukları ek emeklilik kurumuna (Caisse de retraite complémentaire) doğrudan müracaatları esastır. Müracaat formları Fransa'daki birimlerimiz aracılığıyla veya internet üzerinden temin edilebilir.

Vatandaşlarımızın ek emeklilik belgelerini Müşavirliğimize göndermeleri halinde bu belgeler ilgili Fransız kurumlarına iletilmektedir.

Hollanda'da bir firmada çalıştım. İşletme/Ek emekli aylığı almak için hangi şartlar aranmaktadır, kısaca bilgi verir misiniz?

Hollanda’da genel yaşlılık sigortasına ek olarak işyeri emeklilik uygulaması bulunmakta olup, bu tamamen özel bir sistemdir. Ya işyerinin kendi emeklilik sandığı ya da işkolu emeklilik sandıkları vardır. Çalıştığınız dönemde aylıklarınızdan özel emeklilik sandığı primi kesilmiş ise bu sandıkta hakkınız bulunmaktadır. Farklı işyerlerinde çalıştıysanız her bir işyerinin farklı emeklilik sandığı olabilir. Ya da bu sandıklardaki haklarınız tek sandıkta toplanmış olabilir.

65 yaşınıza geldiğinizde bu özel emeklilik sandıklarına başvuruda bulunarak yaşlılık aylığı bağlanmasını istemeniz gerekmektedir. Aylıklarınızın yıllık brüt tutarı 420 avronun altında ise size bir defaya mahsus toplu ödeme yapılmakta ve bu sandıkla ilişiğiniz kesilmektedir.

İster toplu ödeme ister aylık olarak ödeme yapılsın, kesinti yapılmadan brüt tutarın size ödenmesi gerekmektedir. Ödemede kesinti yapılmışsa, Müşavirliğimiz veya Ataşeliklerimiz ile temasa geçiniz.

Türkiye’ye kesin dönüş yapmak istiyorum. Primlerimi alabilir miyim veya SGK’ya transfer edip Türkiye’den emekli olabilir miyim?

Türkiye – İsviçre Sosyal Güvenlik Anlaşması’na göre prim transferi uygulaması yapılmaktadır. İsviçre’de çalışan sigortalının Türkiye’de veya üçüncü bir ülkede yerleşmek amacıyla İsviçre’yi kesin olarak terk etmesi halinde, talebi üzerine işçi ve işveren primleri dahil olmak üzere İsviçre’deki primleri SGK’ya transfer edilmektedir. Transfer edilen bu primlere istinaden İsviçre’deki süreler Türkiye’de sigortaya tabi çalışma süreleri gibi değerlendirilir ve bu sürelere istinaden diğer gerekli şartların yerine getirilmesi halinde ilgiliye Türkiye’den emekli aylığı bağlanması mümkün olabilmektedir. 

İsviçre Sigorta Kurumu’ndan transfer edilen primlerin kişiye ödenmesi esasen mümkün değildir. Ancak, İşviçre’de geçen çalışma sürelerinin tamamı 3201 sayılı Kanun kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu’na borçlanılırsa primlerin tamamı kendisine iade edilir, ya da talebi halinde borcu mahsup edilip artan kısmı kendisine iade edilebilir. Çünkü kısmi borçlanmada sadece borçlanılan sürelerin primleri iade edilecek, artan sürelerin primleri Kurumda kalacak ve emekli aylığında dikkate alınacaktır. Primlerin tamamının iadesi isteniyorsa, dikkat edilmesi gereken husus, sürelerin tamamının borçlanılmasıdır.

Libya’da Türk firmasında çalıştım ve akabinde Türkiye’ye dönüş yaptım. Sigorta primlerimin ilgili firma tarafından yatırılmadığı anlaşıldı, ne yapabilirim?

Ülkemiz ile Libya arasında imzalanan ve 1 Eylül 1985 tarihi itibariyle yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin ilgili maddeleri gereğince, Libya’da faaliyet gösteren Türk firmalarında çalışan daimi işçi statüsündeki vatandaşlarımızın hastalık sigortası dışındaki sigorta primlerinin işverenleri tarafından ülkemizdeki Sosyal Güvenlik Kurumu’na yatırılması gerekmektedir. 

Çalıştığınız sürelere ilişkin sigorta primleri işvereniniz tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu’na yatırılmamışsa, Libya’da anılan firma nezdinde çalıştığınızı belgeleyen belgelerle birlikte işveren firmanın tescilinin bulunduğu Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne müracaat ederek mağduriyetinizin giderilmesini talep edebilirsiniz. 

Libya’da çalışmak üzere, bir Türk firmasıyla anlaştım. Bu firma Libya ile Türkiye arasında vize muafiyetinden bahisle iş sözleşmesi yapmadan beni turist olarak Libya’ya götürmek ve çalıştırmak istiyor. Ne tavsiye edersiniz?

Libya’da meydana gelen iç karışıklıkların öncesinde ve sonrasında, vize muafiyetinden yararlanarak Libya’ya turist olarak gelen ve yasal olmayan bir şekilde bir işverenin yanında çalışmaya başlayan kişilerin, yasal işçi statüsünde olmamaları nedeniyle, bu durumu fırsat bilen işverenler tarafından suiistimal edilmeleri, keza işçilerin ücretlerinin ödenmemesi, Türkiye’de vaat edilen şartların yerine getirilmemesi, iaşe ve ibate masraflarının karşılanmaması, hak talebinde bulunanlara karşı işverenlerce sınır dışı ettirme ve tutuklatma tehditlerinin yapılması, pasaportlarına el konularak Türkiye’ye dönüşlerinin engellenmesi, üç aylık vize sürelerini aşanlara uygulanacak çıkış cezalarının ödenmemesi gibi istenmeyen durumlarla karşılaşıldığı göz önünde bulundurulduğunda, vatandaşlarımızın çalışma vizesi alarak ve Türkiye İş Kurumu aracılığıyla Libya’ya gitmeleri önerilmektedir.

Suudi Arabistan'da çalıştım. Bu ülkeden emekli olmam sözkonusu mudur?

Suudi Arabistan’da (SA) çalışan yabancı işçiler, 11 Mart 1987 tarihi itibariyle yaşlılık, malullük ve ölüm (uzun vadeli sigorta kolları) sigorta kolları kapsamı dışında bırakılmışlardır ve anılan tarih itibarıyla yabancı işçilerin ücretlerinden sigorta kesintisi yapılmamaktadır. Bu itibarla Türk vatandaşları da dahil olmak üzere, ülkede çalışan yabancıların SA sosyal güvenlik kurumlarından emekli olma imkanı bulunmamaktadır.

S. Arabistan'da çalışırken iş kazası sonucu maluliyet ve ölüm durumlarında benim ve varislerimin hakları nelerdir?

SA Sosyal Sigortalar Kanunu’nun sadece iş kazaları ve meslek hastalıkları ile ilgili hükümleri ülkedeki yabancılara da uygulanabilmektedir. Bunun için de yabancı işçinin işvereni (kefili) tarafından Suudi Sigorta İdaresine kaydının yaptırılmış ve sigorta primlerinin ödenmiş olması gerekmektedir. Sigortalı olmayanlardan iş kazası veya meslek hastalığı sonucu vefat edenlerin geride kalan hak sahiplerine işveren tarafından 27.000 SAR tutarında nakdi meblağ ödenmesi sözkonusudur. Sigortalıya veya varislerine sağlanacak haklar, kaza sonucunda meydana gelen maluliyetin derecesine göre Kurum’un yetkili kurulu tarafından belirlenmektedir. 

Türkiye'de ikamet etmekteyim. S. Arabistan'da geçmişte çalıştım/bulundum. Türkiye'den borçlanma yoluyla emekli olmak istiyorum. Hangi evraklarla nereye başvurmalıyım?

S. Arabistan’da geçen hizmetlerinizi sosyal güvenliğiniz açısından değerlendirmek (sigortalılığınıza saydırmak) istiyorsanız, öncelikle S. Arabistan’da çalıştığınız sırada kullanmış olduğunuz pasaportunuzun işlem görmüş tüm sayfalarının okunaklı fotokopilerini, hizmet belgesi istediğinizi belirten bir dilekçe ekinde Riyad Müşavirliğimizin/Cidde Ataşeliğimizin adresine iadeli taahhütlü posta ile göndermeniz gerekmektedir.

S. Arabistan’da çalıştım ancak pasaportumu kaybettim. Hizmet belgesini nasıl temin edebilirim?

S.Arabistan’da geçen çalışma sürelerinin tespit edilebilmesi için bu ülkede çalışırken kullanmış olduğunuz pasaport/pasaportların işlem görmüş tüm sayfalarının fotokopilerine mutlak surette ihtiyaç duyulmaktadır. 3201 sayılı Kanunun uygulanması ile buna bağlı 8’inci maddesi, yurt dışında geçen ve borçlanmaya esas olacak süreleri belgelendirme yükümlülüğünün borçlanma başvurusunda bulunanlar tarafından yerine getirileceği hükmünü amirdir. Bu bağlamda, borçlanma talebinde bulunanlar, yurtdışında geçen hizmet sürelerine ilişkin evrakı ibraz etmekle yükümlüdürler. Herhangi bir nedenle pasaportlarının işlem görmüş sayfalarını ibraz etmeyenler için, yukarıda belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmediklerinden çalıştıkları ülkelerdeki Temsilciliklerimizce adlarına “Hizmet Belgesi” düzenlenmesi mümkün değildir. Zira Suudi Arabistan’da çalışmış olan vatandaşlarımızın gerek Müşavirliğimizde, gerekse Ataşeliğimiz arşivlerinde kayıtları bulunmamaktadır. 

Bununla birlikte, S. Arabistan’daki çalışma sürelerinin tespitine yardımcı olabilecek, 
- Çalışma ve oturum izin belgeleri, 
- S. Arabistan Sosyal Sigortalar Kurumundan alınmış çalışma sürelerini gösterir prim ödeme belgesi, 
- Varsa elinizde mevcut diğer Arapça belgeleri, 
- Suudi Arabistan Pasaport İdaresinden alınan ülkeye giriş-çıkış belgesi ve 
- Çalıştığınız işverenlerce düzenlenmiş bonservislerin 
birer örneğini bir dilekçe ekinde Riyad Müşavirliğimize/Cidde Ataşeliğimize göndermeniz halinde durumunuz değerlendirilecektir. 

S. Arabistan'da işçi olarak 3 yıldır çalışıyorum ve Türkiye'ye kesin dönüş yapacağım. Türkiye'ye dönmeden önce primlerim ve yıpranma tazminatım ödenir mi? Hangi şartlar aranır?

Suudi Arabistan’da (SA) çalışan yabancı işçiler, 11 Mart 1987 tarihinden bu yana yaşlılık, malullük ve ölüm (uzun vadeli sigorta kolları) sigorta kolları kapsamı dışında tutulduklarından kendilerine prim iadesinde bulunulması sözkonusu değildir. 

Diğer taraftan, Kıdem tazminatı hususu SA İş Kanununun 84. maddesinde “İş ilişkisi sona ererse işverenin hizmet süresine göre işçiye (kıdem tazminatı) ödemesi gerekir. İş sonu tazminatı, çalışılan ilk beş yıldaki her bir yıl için brüt ücret üzerinden yarım aylık, takip eden yıllarda her bir yıl için tam aylık maaş esas alınarak hesaplanır. İş sonu tazminatının hesaplanmasında son ücret esas alınır. İşçi senenin diğer bölümleri için de çalışarak geçirdiği süre oranında iş sonu tazminatını hak eder” şeklinde yer almaktadır.

S. Arabistan’da çalışan yabancıların iş sonu tazminatları, S. Arabistan’dan ayrılmadan önce işverenleri ile aralarında yaptıkları hesap kesimi esnasında neticelendirilmektedir. Herhangi bir nedenle maaş ya da kıdem tazminatı almadan anılan ülkeden dönenlerin, işten ayrıldıkları tarihten itibaren bir yıl içinde bu taleplerini, bizzat veya tayin edecekleri vekili marifetiyle S. Arabistan’daki ilgili mahkemeye iletmeleri gerekmektedir. Ülke mevzuatı uyarınca, sözkonusu bir yıllık süreyi geçirenlerin kıdem tazminatına ilişkin talepleri karşılanmamaktadır.

S. Arabistan'da çalışmak için gerekli kefalet sistemi hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

S. Arabistan’da çalışan yabancılar bu ülkeye bir Suudlunun kefaleti ile giriş yaparlar. Kefilin kefaleti altında (yabancı yatırımcı firmalar hariç) onun işinde çalışırlar. Oturma ve çalışma izinlerini kefilin vasıtasıyla alırlar, izne ayrılacakları zaman gerekli izin-dönüş vizesini kefil alır, kefilin muvafakati olmadan bir işten ayrılıp başka bir işte çalışmak yasaktır.

Ülkemiz, Avrupa Konseyi’ne (AK) ne zaman üye olmuştur ve Konsey’in hangi temel sözleşmeleri Bakanlığımız görev alanına girmektedir? Bu sözleşmelerin vatandaşlarımızın çalışırken ve emekliliklerinde menfaatlerinin korunmasında etkisi varmıdır?

Ülkemiz, kurulduğu 1949 yılından bu yana Avrupa Konseyi’nin üyesidir ve 98 sözleşmesini ve protokolünü onaylamıştır. Bu sözleşme ve protokollerden 18’i Bakanlığımızı ilgilendirmektedir. 

Sözleşmeler, sosyal politika alanında ülkemiz mevzuatı ve uygulamaları için önemli olduğu kadar, özellikle AK üyesi ülkelerde ikamet eden vatandaşlarımızın, çalışma hayatı, sosyal güvenlik ve yabancılar mevzuatından kaynaklanan haklarının korunması ve geliştirilmesi bakımından da büyük önem taşımaktadır.

Bu Sözleşmelerden; 
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Ek Protokolleri 
- Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı 
- Avrupa Sosyal Güvenlik Kodu 
- Göçmen İşçilerin Hukuki Statüsü Hakkında Sözleşme 

yukarıda belirtilen hususlarda özel öneme sahiptir.

Uluslararası Çalışma Örgütü nedir ve ne zaman kurulmuştur? Ülkemiz Örgüte ne zaman dahil olmuştur?

Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın ilk uzmanlık kuruluşu olan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), 1919 yılında Versay Barış Anlaşması ile kurulmuş olup, sosyal adaletin ve uluslararası insan ve çalışma haklarının iyileştirilmesi için çalışan bir Birleşmiş Milletler ihtisas kuruluşudur. 

ILO; Sözleşmeler (189) ve Tavsiye Kararları (202) yoluyla, çalışma hayatına ilişkin temel haklar, örgütlenme özgürlüğü, toplu pazarlık, zorla çalıştırmanın engellenmesi, fırsat ve muamele eşitliği gibi çalışmaya ilişkin tüm konuları düzenleyici uluslararası çalışma standartları oluşturmaktadır. Birleşmiş Milletler sistemi içinde Uluslararası Çalışma Örgütü, kararlarını işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan “üçlü bir yapı” içerisinde almaktadır.

ILO Anasözleşmesi (Anayasa) 1919 yılında kabul edilmiş, fakat günümüze kadar pek çok değişikliğe uğramıştır. ILO yapı olarak beş coğrafi bölgeden oluşmaktadır. Bunlar Afrika, Amerika, Asya ve Pasifik, Arap ülkeleri ve ülkemizin de içinde bulunduğu Avrupa ve Orta Asya bölgeleridir. Üye ülke sayısı 185’tir. ILO’nun belli başlı organları; karar organı olan Çalışma Konferansı, yürütme organı olan Yönetim Kurulu ve Sekreterya görevini gören Uluslararası Çalışma Bürosu’dur. Türkiye, 1932 yılında ILO’ya üye olmuş ve belirli dönemlerde ILO Yönetim Kurulu’nda “asil” ve “yedek” üye olarak görev yapmıştır.

Türkiye, 189 ILO Sözleşmesinden 56’sını onaylamış olup, bunlardan 52’si yürürlüktedir. Ülkemizin onayladığı sözleşmelerden 8’i temel sözleşme; 3’ü de öncelikli sözleşme niteliğindedir.

ILO Sözleşme ve Tavsiye Kararlarının Türk İş Hukuku üzerindeki etkileri nelerdir?

ILO’nun standart oluşturma faaliyetleri ve her yıl topladığı Uluslararası Çalışma Konferansı, dünya kamuoyu gündeminde oldukça etkili yansımalar yapmaktadır. Dolayısıyla ILO’nun çalışma alanına giren konular, gerek üye ülkelerde, gerekse üye olmayan ülkelerde etki yaratmaktadır. Bu etki temelde iki düşüncenin ön planda tutulması ile mümkün olmaktadır. Birincisi, ILO oluşturduğu uluslararası çalışma standartları ile “evrensellik”, “sosyal adalet” ve “çalışma hakkı” gibi yüce değerleri ön planda tutarak çalışma hukukunun asgari kurallarını düzenlemektedir. İkincisi, her yıl Haziran ayında toplanan “Uluslararası Çalışma Konferansı” ile ILO, uluslararası düzeyde bir forum oluşturmakta, bu sayede düzenli işleyen uluslararası işbirliğine dayalı bir piyasa ekonomisinin işleyişini ve o oranda demokratikleşmiş bir siyasal sisteme olan özlemleri desteklemektedir. 

Bu bağlamda, Türkiye de ILO tarafından kabul edilen sözleşme ve tavsiye kararlarını uluslararası çalışma kodu olarak kabul etmekte, temel norm olarak algılamakta, bu amaçla üyeliğinden itibaren ILO standartlarını dikkate alan bir ulusal mevzuat oluşturulma çabalarına devam etmektedir.

Avrupa Sosyal Şartı nedir ve ülkemiz ne zaman imzalamıştır? Ülkemizdeki mevzuat bakımından etkileri nelerdir?

Avrupa Sosyal Şart’ı bölgesel nitelikli, uluslararası bir insan hakları sözleşmesidir. Avrupa Konseyi (AK) tarafından kabul edilen 1950 tarihli İnsan Hakları Sözleşmesi’nin bir devamı niteliğinde olup, AK tarafından insan hakları alanında kabul edilen iki temel belgeden biridir. 

Avrupa Sosyal Şartı, sosyal ve ekonomik hakları tanıyan ve bu hakları güvence altına alan, denetim mekanizması içeren önemli bir insan hakları belgesidir.

Sosyal Şart’ın 1961 tarihli ve 1996 tarihli olmak üzere iki versiyonu bulunmaktadır. 1996 tarihli Sosyal Şart, Gözden Geçirilmiş Sosyal Şart olarak bilinmektedir. Ayrıca Sosyal Şart’ın sonradan kabul edilen 3 Ek Protokolü bulunmaktadır.

1961 tarihinde imzaya açılan 1961 tarihli Avrupa Sosyal Şartı 1965 yılında; 3 Mayıs 1996 tarihinde imzaya açılan Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı ise 1 Temmuz 1999 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı (GGASŞ) 6 bölüm ve bir ekten oluşmaktadır. Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı 9’u çekirdek olmak üzere toplam 31 madde ve 98 fıkradan oluşmaktadır. Bir ülkeninS Şartı onaylayabilmesi için 9’u çekirdek madde olmak üzere toplam 16 madde ve 63 fıkrayı kabul etmesi gerekmektedir.

Hâlihazırda GGASŞ, 45 AK üyesi devlet tarafından imzalanmış, buna karşın 32 devlet tarafından onaylanmıştır.

Ülkemiz 1961 tarihli Sosyal Şartı 18 Ekim 1961 tarihinde; Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı ise bazı madde/fıkralarına çekince koyarak 6 Ekim 2004 tarihinde imzalanmış ve 27 Haziran 2007 tarihinde onaylamıştır.

Ülkemiz tarafından çekince konulan Şart’ın maddeleri/fıkraları şunlardır: 
1- Çalışanlara yılda en az 4 hafta yıllık ücretli izin verilmesini öngören 2. maddenin 3. fıkrası 
2- Yeterli ücret hakkını öngören 4. maddenin 1. fıkrası 
3- Örgütlenme hakkına ilişkin 5. madde 
4- Toplu pazarlık ve grev hakkına ilişkin 6. madde.

Yukarıda belirtilen uluslararası sözleşmeler iç mevzuatımızın bu doğrultuda uyumlaştırılmasını da gerekli kılmaktadır.

BM Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşmenin önemi nedir?

2003 yılında yürürlüğe giren Sözleşme, Türkiye tarafından 2007’de onaylanmıştır. Bu sözleşme; 
- Düzenli düzensiz tüm göçmen işçi ve ailelerine koruma sağlamaktadır. 
- Göçmenlere tanınan koruma, göç sürecinin tüm aşamalarını kapsamaktadır. 
- Sözleşme ile göçün idaresinde adil ve insana yakışır bir çerçeve oluşturulmaya çalışılmıştır. 
- Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme, diğer uluslararası sözleşmelerden farklı olarak, ilgili sosyal güvenlik hükümlerinin yürürlüğe girmesinde karşılıklılık ilkesini şart koşmamaktadır. Bu nedenle, Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme, bu sözleşmeyi onaylamamış ülkelerin göçmenlerine de uygulanmaktadır.
- Sözleşmede göçmenlerin, güvenlik, sağlık ve diğer çalışma şartları ve acil tıbbi bakım hakkı alanlarında ülke vatandaşları ile eşit muameleye tabi tutulacakları belirtilmiştir. 

Sözleşmeye taraf olan devletler, sözleşme hükümlerinin uygulanması için gereken tedbirleri almayı ve hakları ihlal edilen göçmen işçilere etkili bir şekilde tazminat ödenmesinin sağlanmasını taahhüt ederler.