Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, CNN Türk canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Bilgin, 3600 Ek Gösterge konusunun en geç Mayıs-Haziran ayında Meclis’e gelerek bu yıl içerisinde tamamlanacağını söyledi.
Bakan Bilgin, Türkiye’nin pandemi döneminde dahi üretmeye devam ettiğine dikkat çekerek, “Dünyanın pandemi ile ilgili yaşadığı büyük bir kriz var. Bu en çok gelişmiş ülkeleri vurdu. Türkiye, bütünüyle kapandığı zamanda bile üretmeye devam etti. Bunun olumsuz etkileri yer yer oldu dolayısıyla insanlar gelir kaybına uğradı, toplumsal bakımdan çözülme yaşadı. Bütün bunlara rağmen Türkiye sahip olduğu imkanlarla; maddi şartlarıyla, sağlık alt yapısı, sağlığın beşeri sermayesi itibariyle bu süreci başarıyla yürüttü. Bunun maliyeti olarak enflasyon ortaya çıktı. Türkiye çok dayanıklı çıktı, iyi bir süreç yönetimini başarıyla gerçekleştirdi. Enflasyon her yerde olduğu gibi Türkiye’de de oldu, Türkiye’ye daha fazla yansıdı çünkü Türkiye kalkınma sürecinde olan bir ülke” dedi.
Türkiye’nin OECD ülkeleri içerisinde pandemi sonrası büyüyen iki ülkeden biri olduğunu anımsatan Bilgin, “2021 yılı içerisinde de en güçlü büyüme performansını üç çeyrek üst üste büyüyerek gösterdi Türkiye. OECD ülkeleri içinde Türkiye’nin bu performansı Dünya Bankası’nın ve IMF’nin raporlarında da tespit edildi. Pandemi olmasaydı da kalkınma süreçleri sorun yaratır. Toplumsal değişim süreçlerinin hızlandığı dönemdir bunlar. Sorunlar olur, yoğunlaşır ama sorunların üzerinden gelecek uygulamaları devreye sokmak lazım” ifadelerini kullandı.
Bakan Bilgin, gelir seviyeleri arasındaki farkın en aza indirilmesi ile ilgili çalışmalara ilişkin, “Değişim süreçlerinin yarattığı büyük sorunlardan biri de Türkiye bu sorunların sokakta fazlasıyla hissedildiği bir ülke haline geldi ama Türkiye bu sorunlara bir cevap verdi, ekonomik sorunların yoğunlaştığı dönemlerde buna cevap vermenin iki yolu vardır: Birinci yolu gelir dağılımını düzeltecek politikalardır, yüksek gelir gruplarından aşağıdaki gelir gruplarına gelir transferi yapmaktır. Diğeri ise sosyal politika araçları ile sosyal hizmetlerin yaygın ve ücretsiz bir şekilde halka intikal ettirilmesidir. Türkiye bunu başarıyla yaptı. Sosyal hizmet alanında sosyal servislerin dinamizmi olağanüstü. En kaliteli, en lüks sağlık hizmetlerini Türkiye nüfusunun yüzde 99’una ücretsiz götürüyor. Bu, Avrupa ortalamasından çok yüksek. Türkiye’nin en büyük başarısı sosyal devletin dinamizminin ayakta durması ve güçlü bir ağa sahip olmasıdır” diye konuştu.
“Enflasyonun Yüzde 36 Olduğu Bir Dönemde Asgari Ücrette Yüzde 50 Artış Gerçekleştirdik”
Sosyal politikaların en önemli araçlarından birinin asgari ücret olduğuna değinen Bakan Bilgin, şunları kaydetti:
“Asgari ücrette tarihte ilk defa yüze elli artış gerçekleştirdik, bu gerçekçi bir artıştır. Başka dönemlerde Türkiye’de yapılmış ama enflasyonun yüzde 120 olduğu dönemde yüzde 48 artış yapılmış. Türkiye’de enflasyonun yüzde 36 olduğu dönemde yüzde 50 oranında asgari ücret artışı gerçekleştirildi. Bir araştırma yaptırarak asgari ücretin belirlenmesi noktasında toplumsal talepleri belirlemek istedik. Türkiye zor şartlarda sosyal devlet olmanın sorumluluğuyla bunu gerçekleştirdi, bu tarihi bir adımdır. Enflasyonun yüzde 36 olduğu bir yerde yüzde 50 artış gerçekleştirdik. Hem işçilerin hem işverenlerin ortak beklentisinin kesiştiği nokta 4000 TL civarında olması idi. Biz enflasyonist şartlarda, pandemi döneminde psikolojiye de destek vermek açısından Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki inisiyatifi ile yüzde 50 artış yaptık, bu çok önemli bir artış oldu. Asgari ücret yükselirse işsiz sayısı artar derler hep ama biz burada işverene de çok önemli bir destek verdik. İşçilerimize bu desteği verirken işverene de önemli bir destek verdik asgari ücret tutarındaki bütün işçilerin gelirlerinin asgari ücret dışında kalacak şekilde vergi muafiyeti sağladık. Vergi muafiyeti çağrısı başlangıçta sadece asgari ücretle ilgiliydi sonra tüm ücretlilerin asgari ücret düzeyindeki gelirleri vergi dışında kalsın denildi, ardından bütün çalışanların, memurların da talebi gelmişti. Son yıllarda memurların bu talebi söz konusu değildi, kamuoyunda görünürlüğü yoktu. Biz bunların üçünü de gerçekleştirdik. Vergi muafiyeti işverenin de işçi çıkarma, asgari ücret ödemek için bir gerekçesi kalmadı. O vergi 450-500 TL arasında bir destek sağladı. Her asgari ücret artışı döneminde olduğu gibi kısmi işten çıkarmalar oluyor sonra düzeliyordu. Fakat bu dönemde o çok daha az olacak çünkü Türkiye ekonomisi hızla büyüyor, büyümeye devam ettiği için istihdam yaratıyor. Geçen yıl Türk ekonomisi sadece endüstri sektöründe 900 bine yakın ilave istihdam yaratmış, ben bunun devam edeceği kanaatindeyim.”
“3600 Ek Gösterge, En Geç Mayıs-Haziran Ayında Meclis’e İntikal Eder”
Toplu Sözleşme maddesi haline getirilen 3600 Ek Gösterge çalışmalarına ilişkin bilgileri paylaşan Bakan Bilgin, “Bir önceki seçimde Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuyu gündeme getireceğini ve bu seçim dönemi içerisinde halledileceğini söylemişti. Biz bunu ele aldık ve artık söylem olmaktan çıkarıp toplu sözleşme maddesi haline getirdik. Toplu sözleşme kanun hükmündedir, yani yapmak mecburiyetindeyiz. Biz Bakanlık içerisinde çalışmamızı yaptık. Hangi grupların bundan faydalanması lazım? 3600 Ek Gösterge çalışanların ücretlerinde düzenlemeyi yapıyor ama esas düzenlemeyi emekliliklerinde yapıyor. Emekli ile çalışan arasındaki ücret farklılaşması çok yüksek ve bunu giderecek bir düzenlemedir. Bu çalışmayı biz bakanlık içinde tamamladık şimdiki aşama sendikalarımızla müzakere edeceğiz. Üçüncü aşama, kamunun diğer kuruluşlarıyla ile müzakere edeceğiz. 2022’nin ilk 6 ayı içerisinde bu süreçler bittikten sonra en geç Mayıs-Haziran ayında Meclis’e intikal ettiririz, yılın sonuna kalmadan biteceğini düşünüyorum” açıklamasını yaptı.
“Sözleşmeli Personelin Kadro Haklarına Sahip Olması İçin Çalışıyoruz”
Kamudaki bir diğer sorunun da farklı statülerdeki sözleşmeli personel olduğunun altını çizen Bakan Bilgin, “Bu sözleşmelileri de kadrolu haklara sahip çalışanlarla benzer haklara sahip hale getireceğiz ama bunu gönüllülük esasına bağlayacağız. Kamuda çok fazla sözleşmeli statüsü var, onu sadeleştireceğiz. İsteyenleri kadro haklarına sahip olacak şekilde düzenleyecek bir çalışma yapıyoruz. O çalışmayı da yine sosyal ortaklarımızla kararlaştıracağız. O da bu yılın içerisinde biter. Bu konular önümüzde çok önemli ödevlerimiz olarak duruyor” dedi.
“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Her Şeyden Önce Çalışanların, Emekçilerin Bakanlığıdır”
Muhalefetten gelen eleştirileri dikkate aldığını, farklı dünya görüşünde olan sendikalarla sürekli görüştüğünü kaydeden Bakan Bilgin, “Temsil ettikleri emeğin talepleri olduğu müddetçe benim görev alanımdadır ve ben onları gerçekleştiririm. Bizim kapımız her gün, 24 saat bütün çalışanlara açıktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, her şeyden önce çalışanların, emekçilerin Bakanlığıdır. Aynı zamanda işverenlerin, işletmelerin de iş süreçlerini devam ettirmelerinin şartı olarak işverenlerin sorunlarının çözüldüğü bir Bakanlıktır. Bana ulaşmak çok kolay, paydaşlar her zaman bana ulaşırlar” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Bilgin, İstanbul’da bir işyerinde kovulan işçilerle ilgili işvereni uyardığını anımsatarak farklı dünya görüşüne sahip bir sendikanın da İzmir’de bulunan bir işyeri için yardım istediğini ve aynı konunun İzmir’de çözülmek üzere olduğu bilgisini paylaştı.
“Memurlarla Yaptığımız Sözleşme 6 Aylık Dönemleri Kapsıyor, Temmuz’da Yeniden Enflasyon Şartları Dikkate Alınarak Düzenleme Yapılacak”
Kamu görevlilerinin kazanımları ile ilgili önemli bir düzenlemenin yapıldığının altını çizen Bilgin, şöyle devam etti:
“Asgari ücretin vergi dışı bırakılması ile ilgili memurlarımızın da çok ciddi bir kazancı oldu. Üstelik o günlerde memur sendikalarından böyle bir talep yoktu biz onları da işin içine katarak bütün çalışanların gelirlerinin asgari ücret kısmını vergi dışı bırakınca memurlarda da 300 TL’ye yakın katkı yapmış olduk. Memurlarda çocuk yardımı, çalışmayan eş için yardım bunlar Asgari Geçim İndirimi (AGİ) kapsamında verilmiyor. Bunlar 657 Sayılı Kanunla, memurların statüsü ile ilgili kanunla düzenlenmiş. Bir de memurlara yüzde 31 civarında zam yapıldı. Enflasyon yüzde 36 açıklandı, yüzde 31 zam verdiniz diyorlar. Yüzde 31 zam, 6 aylık bir zam. Enflasyon rakamı yüzde 36 yıllık. Memurlarla yaptığımız sözleşme 6 aylık dönemleri kapsıyor yani Temmuz’da da yeniden memurlarla ilgili o günkü enflasyon şartları dikkate alınarak bir düzenleme yapılacak. Üstelik bu defa yaklaşık yüzde 3 puan refah payı verildi.”
“Memurların AGİ' nin Dışında Olan Tüm Ödemeleri Devam Ediyor”
Bakan Bilgin, Asgari Geçim İndirimi düzenlemesine ilişkin bir soru üzerine ise, “AGİ için gerekli gelir olması lazım vergiyi iade ediyorum diyor devlet. Biz şimdi asgari ücret seviyesini vergi dışı bıraktığımız için ne vergi alıyoruz ne de vergi iade ediyoruz. AGİ bir ücretten kesinti olarak görülüyor oysa işverenin verdiği verginin devlet tarafından iade edilmesi. Memurlar açısından AGİ' nin dışında olan tüm ödemeler devam ediyor kanunla düzenlendiği için” yanıtını verdi.
“Emeklilerdeki Maaş Artış Oranı Yüzde 67’ye Ulaşmıştır”
En düşük emekli maaşı alanların aldığı ücretin 1500 TL’den 2500 TL’ye yükseltilmesinin önemine vurgu yapan Bakan Bilgin, “Bunların üzerine bir de yüzde artışı yapılmıştır, yani memur emeklilerine tıpkı memurlara yaptığımız gibi toplu sözleşme şartı olarak yüzde 31 artış gerçekleşmiştir. Memurların aldıkları yüzde 31 artışı emeklilere yansıttığımız zaman emeklilerdeki artış yüzde 67’ye ulaşmıştır. Yüzde 31’lik artış tıpkı memurlarda olduğu gibi Temmuz ayında yeniden düzenlenecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sosyal bir devlettir, sosyal devlet emeklisini, emekçisini düşünen bir devlettir” diye konuştu.
Pandemi sürecinde küçük esnafa çeşitli destekler verildiğini belirten Bilgin, vergi muafiyeti, kısa çalışma ödeneği, işsizlik sigortası ödeneği gibi birçok düzenleme yapıldığını, küçük işletmeleri rahatlatan uygulamalar ile sadece Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verdiği destek miktarının 62 milyar TL olduğuna dikkati çekti.
Bakan Bilgin, çalışma hayatına ilişkin soruların ve taleplerin ALO 170 hattından 7/24 cevaplandığını kaydederek, “Doğrudan işin bilgisine sahip, eğitilmiş kişilerle 24 saat hizmet veriyoruz” dedi.
Taşeron işçileriyle ilgili kamuda küçük bir grubun kaldığını söyleyen Bilgin, “Türkiye’de karayolları çalışanlarını, taşeron işçileri ilk defa bizim hükümetimiz işe aldı. Kamuda kalan çok küçük bir grup var onlarla ilgili çalışmalarımızı yapıyoruz” ifadesini kullandı.
Bilgin, staj mağdurlarının borçlanma hakkına ilişkin sorulan bir soru üzerine, “Muhtelif kuruluşlarda staj yapıldığı zaman staj yapan öğrenciler var, mesleki grupların staj konusu var, hepsinin grubu farklı. Bazılarında bunların sağlık sigortası yatırılıyor, emeklilik sigortası yatırılmıyor. Bazıları daha kapsamlı. Emeklilik sigortası sayılmayanlar daha sonra ciddi problemlerle karşılaşıyorlar. O da staj süresi emeklilik dışında kalınca birkaç yıl fazla çalışması gerekiyor. Bunun çözülmesi gerekiyor, bununla ilgili çalışmamız var” cevabını verdi.
“Beyaz Bayrak Uygulaması Önümüzdeki Günlerde Duyurulacak”
Çalışma hayatıyla ilgili en önemli sorunlarından birinin kayıt dışı çalışma olduğunu hatırlatan Bakan Bilgin, sözlerine şöyle devam etti:
“Rakamdan ziyade kayıt dışıyı ortadan kaldırmak için Türkiye’nin iki şey yapması gerekiyor: Örgütlenme özgürlüğünün genişletilmesi lazım. Bizim işverenlerimiz sendikaya karşı olumsuz yaklaşıyor, aksine işletme ile çalışan arasındaki iletişimi kurumsal hale getirir. Bu zihniyetin değişmesi lazım, kayıt dışılığın önündeki sorunların çözümü için başka bir yol yok. Diğer bir mesele de sendikalarımızın örgütlenme konusunda daha yeni örgütlenme modelleri denemeleri lazım. Türkiye’deki işletme tipi daha çok Küçük Orta İşletme’ dir. Bunların işçi sayısı az olduğu için sendikalara örgütleme cazip gelmiyor. Biz bu konuyu teşvik etmek için önümüzdeki günlerde, Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğimiz aracılığıyla basına duyuracağız. Beyaz Bayrak Uygulaması yapıyoruz, bir işletmeye ‘Burada örgütlü işçi vardır, sendikal özgürlükler burada kullanılmaktadır’ beyaz bayrağın anlamı bu. ‘Bu işyerinin SSK prim borcu yoktur, vergi borcu yoktur, burası temiz bir işyeridir’ anlamına gelen bayrağın alt köşesine ‘Düzgün iş, örgütlü işyeri’ yazıyor. Bu işletmelere sadece bayrak vermekle kalmayacağız, bazı kolaylıklar sağlayacağız. Bu Türkiye’nin çalışma barışına da katkı yapacak bir uygulamadır.”
“EYT Meselesi Önümüzdeki Çalışma Programımız İçerisinde Var Ama Aşama Aşama Sorun Çözüyoruz”
Bilgin, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) meselesine ilişkin soru ile ilgili de şöyle yanıt verdi:
“Emeklilik meselesi 3 şarta bağlanmış: prim gün sayısını tamamlama, yıl, üçüncüsü de yaş. Buradaki sorun yaş şartını doldurmamış olanlarla ilgili bir sorun. Bu konuda bir Anayasa Mahkemesi kararı var, yaş da bu işin şartlarından birisi dolayısıyla o şartın da yerine getirilmesi lazım. Bizim emeklilik sistemimizde sigorta sistemleri prime dayalı sistemlerdir. Prime dayalı sistemlerde prim ödeyecek insan sayısı ile emekli olacak insan sayısı arasında bir oran var. Bunun en alt sınırı 3 kişi çalışacak, 1 emekliyi finanse edebilecek bir modelin kurulmasıdır. Türkiye'de bu rakam 2'nin altına düşmüştür. Dolayısıyla devlet bu düzenlemeleri yaparken bunları dikkate alarak bu değişikliği yapmıştır. Fakat bu yasa çıktığı zaman zaten çalışmakta olanlar bizim bu yasa çıkmadan önce işe girdiğimiz için emekliliğimizi planladığımız için bize haksızlık yapıldı diyorlar. Bunlar bizim önümüzdeki çalışma programımız içerisinde var ama aşama aşama sorun çözüyoruz. Öncelikli sorunlarımız mevcut emeklilerimizin durumlarının daha iyileştirilmesi, 3600 Ek Gösterge meselesinin çözülmesi ve sözleşmeli personelin kamuda yarattığı kargaşa ile ilgili kapsamlı bir düzenleme yapmak” bilgilerini paylaştı.
İşçi sendikaları ile yapılan Kamu Çerçeve Protokolü’nden doğan sözleşme hakları ve enflasyon farkları ile ilgili çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Bilgin, tüm çalışmaları öncelik sırasına göre ele alacaklarını kaydetti.
Engelli vatandaşlarla ilgili programların olduğuna işaret eden Bilgin, çalışma hayatında iyileştirmeler yapılarak, Beyaz Bayrak uygulamasının içine engelli çalışma oranlarını da ekledikleri bilgisini paylaştı.
İş sağlığı ve güvenliği konusunda yeni görevlendirmeler yapıldığını söyleyen Bakan Bilgin, bir tek iş kazası istemediğini bunu yapmanın görevleri olduğuna dikkati çekti.