…
…
…
…
22 Eylül 2022, Perşembe Aydın,Türkiye

Bakan Bilgin, Aydın’da 2023’e Doğru Şehir Buluşmaları Programına Katıldı


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, "2023'e Doğru Şehir Buluşmaları" kapsamında Aydın'da düzenlenen çeşitli programlara katıldı.

Burada bir konuşma yapan Bakan Bilgin, dünyada bugün enerji, ulaştırma, tedarik sistemleri ve enflasyon sorunlarının bulunduğunu belirterek, “Türkiye enflasyona karşı güçlü bir mücadele verdi, bu mücadele için büyüme ve ihracat yolunu seçti. Bunun bir bedeli var mıdır? Var. O bedeli nedir? Toplumun çeşitli kesimlerinde özellikle enflasyon, gelirlerini kendileri belirleyemeyen insanların gelir kaybına yol açması, kimdir bunlar, ücretliler. Bizler Türk devleti de bu konuda çok kararlı bir şekilde ne yapıyoruz? Ücretlerimizi koruyan, emeğe dayalı gelir elde edenleri koruyan bir sosyal politika kurguluyoruz" ifadelerini kullandı.

“Aralık’ta Asgari Ücreti Yeniden Değerlendireceğiz”

Bilgin, asgari ücretteki artış, ücretlilerin asgari ücret seviyesindeki ücretlerinden vergiyi kaldırmak gibi çalışmalar yaptıklarını kaydederek, "Aralık geliyor. Yeniden durumu değerlendireceğiz. Enflasyona karşı çalışanlarımızı, emekçilerimizi koruyacağız. Bundan kimsenin endişesi olmasın" dedi.

Enflasyon tahribatını giderecek çalışmalara da imza attıklarını söyleyen Bakan Bilgin, "Şimdi yeni çalışmalarımız var. Onu kamuoyu merak ediyor, bize soruyorlar. Nedir? EYT meselesi var. Onu çözmek için aralık ayında Meclise intikal ettireceğiz. Ben 2000 yılında genel müdürdüm, geçici işçilerimiz vardı. İşçiler hala geçici işçiler. Nasıl geçiciyse hiç geçmiyor. Onu çözüyoruz. Onu tarihe karıştırıyoruz" bilgilerini paylaştı.

 Türkiye'nin ne sorunu varsa çözeceklerinin altını çizen Bilgin, şöyle devam etti:

"Bunları seçim kazanmak için yapmıyoruz. Hayır. Seçimi zaten biz kazanacağız. Bunları seçimi kazanmak için değil, Türkiye'nin hangi sorunu varsa onu çözmek bizim görevimiz olduğu için. Dolayısıyla Türkiye'nin sorunlarını çözen bir hükümetimiz var. Milletimiz endişe etmesin. Bu enflasyon meselesini de çözerek ileriye doğru gideceğiz. Çünkü Türkiye büyüyerek, ekonomide büyümeyi süreklileştirerek, kalkınmaya dönüştürerek bu sorunları nihai olarak aşar. Bu yolda ilerleyeceğiz. Türkiye’nin büyümesi devam edecek."

Staj Süresinin Emeklilik Kapsamına Alınması

Bakan Vedat Bilgin, gazetecilerin "staj süresinin emeklilik kapsamına alınmasına ilişkin çalışma olup olmadığı" yönündeki sorusuna ise şöyle cevap verdi:

"Biliyorsunuz stajda sağlık sigortası yapılıyor ama emeklilik sigortası yapılmıyor. Çok eski bir düzenleme. Bu konunun yeniden ele alınması gerekiyor. Ben bu konuda bir çalışma yaptırıyorum. Bunun sonuçları ne olur? Bu EYT kapsamında da bunu değerlendirmek gerekir çünkü. EYT çalışmamız tamamlandığı zaman o dosyamız bittiği zaman bu soru da aydınlanmış olur. Bu sorunun yanıtını da orada vermiş olacağız."

Şehir buluşmalarında Türkiye'nin meselelerini ele aldıklarını ve toplumun çeşitli kesimleriyle bu meseleleri görüştüklerini söyleyen Bilgin, vatandaşın sorunlarını dinleme fırsatı bulduklarını, bunun da siyasi etkileşim açısından çok önemli olduğunu ifade etti.

Bakan Bilgin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler'de dünyada yaşanan büyük krizleri ve çözüm yollarını dile getirdiğini belirterek, "Geçtiğimiz 200 yıl Batı'nın tahakküm yüzyıllarıydı. Batı 200 yıllık bir hegemonik dönem yaşadı. Bugün yaşadığımız aslında dünyada tüm krizler bunun içinde savaş da dahil, Batı'nın hegemonyasının çöküş döneminin belirtileri olarak değerlendirilmektedir" diye konuştu.

Artık Batı uygarlığının hegemonik üstünlüğünün sona erdiği bir dönem yaşandığını dile getiren Bilgin, "Bunun son yüzyılı da Amerikan hegemonyasının çöküşüdür. Aslında hegemonyasını kaybedebilirler ama güçlerini bir müddet daha belki de uzun süre devam ettirebilirler. Bu neye bağlı? Onların yaptıkları, takip ettikleri politikalara bağlı" ifadelerini kullandı.

 “Dünya Değişiyor, Güç Merkezi Batı'dan Doğu'ya Kayıyor”

Batı'nın hegemonyayı kaybettiğini kabullenmesi gerektiğini belirten Bilgin, şunları kaydetti: 

"Batı bunu kabul etmiyor. Baskı ile, baskı araçlarıyla, şiddet araçlarıyla bunu sürdürmek istiyor, devam ettirmek istiyor. Bu Batı'nın krizinin derinleşmesine yol açıyor. Yani yanlış bir yolda ilerliyor. Amerika Birleşik Devletleri hangi yolda ilerliyor? Bakın, dünyada savaşlar çıkarıyor. Yaşadığımız savaş olayı aslında doğrudan doğruya ABD'nin ve Batı sisteminin eski yaklaşımını sürdürmesini zorluyor. Başka? İç savaşlar çıkarıyor. Terör örgütlerini bunun için mi destekliyorlar? Yani PKK'yı niye destekliyor? Soruyoruz değil mi? Bu Batı'nın savaş taktiğiyle istikrarsız hale getirdiği coğrafyaları kendine bağımlı kılmak, kendi hükümranlığını sürdürmek, sömürü kaynaklarını buralarda devam ettirme arayışıdır. Başka ne yapıyor? Askeri darbelerle, askeri diktatörlerle, şeyhlerle vesairelerle iş birliği yaparak diktatörlerle, otoriter rejimlerle, bilhassa Orta Doğu'da egemenlik ilişkisini devam ettirmek istiyor. Bütün bunlar aslında Batı'nın krizini derinleştiren yanlış bir siyasetin devam ettiğini gösteriyor. Oysa bütün dünya değişiyor. Güç merkezi Batı'dan Doğu'ya kayıyor." 

Bilgin, sadece Çin'in yükselmediğini söyleyerek, "Bütün Asya ayağa kalkıyor. Hindistan yükseliyor. Uzak Asya ülkeleri yükseliyor, Orta Doğu değişiyor, Rusya... Batı eski dünyası üzerindeki hakimiyetini kaybedeceği için kendi krizini derinleştiren şiddet araçlarını, şiddete dayalı politikayı sürdürüyor" şeklinde konuştu. 

“Dünyanın En Kritik Savaş Anında, Türkiye'nin Barış Kurucu Olduğu Ortaya Çıktı”

15 Temmuz'un Türkiye'de bir dönüm noktası olduğuna işaret eden Bakan Bilgin, "Türkiye bağımsızlık doğrultusunda siyasetini ortaya koydukça Batı'nın bu bahsettiğimiz savaşa dayalı, şiddete dayalı, sömürüye dayalı siyasetine Türkiye'den cevap geldi. Türkiye'nin verdiği cevap ne? Bir; 'Dünya beşten büyüktür.' Bu çok önemli. İki; 'mazlumlar yalnız değil.' Türkiye bütün mazlum coğrafyalarında, mazlumların yanında oldu. Üç; dünyanın en kritik savaş anında, sıkıştığı anda Türkiye'nin barış kurucu olduğu ortaya çıktı " değerlendirmesinde bulundu. 

Bilgin, tahıl koridoru açılmasaydı Avrupa'nın gıda tedariki anlamında büyük sorun yaşayacağının altını çizerek, Batı'nın dünyanın değiştiğini ve kendi hegemonyasını kaybettiğini kabul etmek zorunda olduğunu söyledi. 

Dünyanın yeni bir döneme, barışa ve huzura ihtiyacı olduğunu belirten Bakan Bilgin, ABD'de park gezisi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a dünyanın mazlum ülkelerinden insanların gösterdiği ilginin sebebinin de barış arayışı olduğunu ifade etti. Türkiye'nin Batı yörüngesinden çıktığını ve bağımsız hale geldiğini kaydeden Bilgin, "Bağımsız Türkiye" sözünü de Cumhur İttifakı'nın hayata geçirdiğini aktardı.

Bakan Bilgin, daha sonra kentteki bazı fabrikalara ziyarette bulundu. 

Ardından "2023'e Doğru Şehir Buluşmaları" kapsamında, sivil toplum kuruluşu ve iş dünyası temsilcileriyle bir araya gelen Bilgin, burada yaptığı konuşmada sivil toplumun demokrasinin temel dinamiği olduğunu, Aydınlıların, sivil toplumun önemini bildiğini kaydetti. 

Bakan Bilgin, "27 Mayısçılar darbe yaptığı zaman arkasından da Türkiye'nin seçilmiş ilk Başbakanını idam ettikleri zaman ortada hiç kimse yoktu. Çok cılız itirazlar oldu. Onun dışında kimse ne sokağa çıktı ne fabrikaları durdurdu ne boykot yaptı ne grev yaptı. Çünkü zaten böyle şeyler yoktu. Niye yoktu? Çünkü sivil toplum gelişmemişti” diye konuştu. 

Vatandaşların 15 Temmuz'daki direnişini anımsatan Bilgin, "Sivil toplumun olduğu yerde neler olduğunu 15 Temmuz'da gördük. Sivil toplum aynı zamanda bireyin, yani yurttaşların 'Ben varım, benim hukukum var ben buna sahip çıkarım.' dediği yerdir. Güçlü bir sivil toplumun, sivilleşme sürecinin Türkiye'nin demokratikleşme dinamiğinin ifadesi olarak 15 Temmuz'da biz zafer kazandık" ifadelerini kullandı. 

Bakan Bilgin, Türkiye'nin demokratikleşme meselesinin sivil toplumla, sivil toplumun güçlenmesiyle ve demokrasi bilinciyle, militarizmin tasfiye edilmesiyle yakından ilişkili olduğunu belirtti. 

“Türkiye’nin Yeni Bir Anayasaya ve Yapılamaya İhtiyacı Var”

Türkiye'nin 27 Mayıs'tan sonra artık bir "MGK devleti" haline geldiğini söyleyen Bilgin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Öyle ki Milli Güvenlik Kurulu Sekretaryasının gündemini bile başbakan bilmez. Başbakana orada küçük bir yer verirler, orada yerinde oturur. Başbakanı azarlarlar. Böyle bir yapı. Türkiye ne zaman demokratikleşiyor? Türkiye yeni yeni demokratikleşiyor. Milli Güvenlik Kurulunun Türkiye'yi yönetmesine izin vermedik. Ne dedik? 'Milli Güvenlik Kurulunun işi başka.' Türkiye Cumhuriyeti'ni kim yönetir? Türkiye Cumhuriyeti'ni Türkiye Büyük Millet Meclisi yönetir. 1920'de o Ankara'da mütevazı taş binanın üzerinde yazan 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir.' sözü son 25 yılda yükselerek. Başkanlık sistemine geçişle birlikte realite oldu, devletin merkezine oturdu. Sorunları yok mu? Var. Onları çözeceğiz. Türkiye'nin yeni bir anayasaya, yapılanmaya ihtiyacı var vesaire... Demek ki demokrasi konusunda büyük adımlar attık ama bunun devam etmesi lazım." 

Kalkınma konusunda geçmişte Türkiye'nin "ithal ikamesi" yöntemini tercih ettiğini, bu yöntemin yeni değiştiğini kaydeden Bakan Bilgin, "Değiştirdiğimiz için de bu büyük bir rahatsızlık doğuruyor. Dışarıda büyük rahatsızlık var. Çünkü Türkiye'nin gücü artıyor. Bunu çözüyoruz. Yani Türkiye'nin dışı açık, ihracata dayalı büyüme modeli aslında Türkiye'nin bağımsızlık yolunda ilerleme ve kalkınma hamlesidir” dedi. 

Bilgin, Türkiye'nin üçüncü meselesinin de birlik ve dayanışma olduğunu belirterek, farkı sınıfları, kesimleri, farklı grupları, farklı kültürel toplulukları sosyal politikalarla, kültür politikalarla entegre edeceklerini, herkese eşit fırsatlar sunma amacında olduklarını sözlerine ekledi. 

“Beyaz Bayrak Uygulamamızı Başlatıyoruz”

Toplu sözleşme ve pazarlık uygulamasının düşük gelir gruplarının desteklenmesinin yöntemlerinin birisi olduğunu ifade eden Bilgin, şöyle devam etti:

"Biraz önce bir fabrikaya gittim. Fabrikada işçilere şunu sordum: Sendikanız var mı? Yok. İşverene şunu söyledim; 'İşçiler toplu pazarlık yoluyla, kolektif pazarlık yoluyla haklarını, ücretlerini belirlerse sizlere beyaz bayrak vereceğiz.' Beyaz bayrak, tıpkı turizm şirketlerindeki 'Mavi bayrağa' benzer. 'Burada düzgün iş vardır, düzgün iş yeridir, burada örgütlü iş yeri vardır, örgütlü sendikaları vardır.' anlamına gelir. Bunu Türkiye çapında uygulamaya başlıyoruz. Tören yapma uygulamamız başladı. törenle yapacağız inşallah. Netice itibarıyla gelir transferinde düşük gelirli grupları koruyacağız, emekçileri koruyacağız. Bu aynı zamanda toplumsal entegrasyonun en önemli mekanizmasıdır." 

Programın ardından Bilgin ve beraberindeki heyet, Koçarlı ilçesindeki Adnan Menderes Demokrasi Müzesini gezdi.