Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, temasları kapsamında çeşitli programlara katılmak ve ziyaretlerde bulunmak üzere Afyonkarahisar’a gitti.
Burada düzenlenen basın toplantısında konuşan Bilgin, Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessesesine ait maden ocağındaki patlamada yaşamını yitiren işçilerin çocuklarının kamuda istihdamına ilişkin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla maden işçileriyle ilgili daha önce bir çalışma yaptıklarını hatırlattı.
Bu çalışmanın kamuya alınacaklarla ilgili olduğunu kaydeden Bilgin, “Daha önce de maden şehitleri vardı ve bir kanun çıkmış, maden şehitlerinin ailelerinden onların seçtikleri birini kamuda istihdama sokuyoruz. Yani tekrar aynı işletme değil, istedikleri yere çocuklarını ya da aile yakınlarını. O sınırlandırılmış. O sınırlandırmayı kaldırıyoruz şimdi. Çalışmayı hazırlamıştık ama bu olay ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.
“İş Güvenliği Uzmanları ile Birlikte Soruşturma Heyeti 6 Kişiye Çıkarıldı”
Bakan Bilgin, bir basın mensubunun, basına yansıyan Sayıştay raporuyla ilgili sorusu üzerine de kamuoyuna yansıyan Sayıştay raporlarından birinin 2019 yılına ait olduğunu dile getirdi.
2019’daki verileri esas alarak bir değerlendirme yapmalarının mümkün olamayacağını belirten Bilgin, şöyle devam etti:
“Bu Sayıştay raporuyla anlaşılabilecek bir mesele değil. Bu teknik bir mesele. Sayıştay raporunu yazan arkadaşlarımız kendi işlerini yapıyorlardır. Daha teknik düzeyde bilgilere ihtiyacımız var. Sayıştay raporları 2019 raporu, hele hiç yeterli olmaz. Elimizde daha objektif verilerin olması lazım. Onu da iş güvenliği, iş sağlığı uzmanlarının, onlar biliyorsunuz bu konuda maden mühendisliği eğitimi almış olanlar var ki ben soruşturmayı derinleştirdim. Bizim iş müfettişleri vardı. İş müfettişleri de Sayıştaycılar gibi belli şeylere bakarlar. Sayıştay, rakamlar üzerinden bakar. Başka şeylerden bakar, yönetimsel bakarlar ama işin teknik boyutunu ben derin soruşturmayla derinleştirmek üzere görevlendirdim. İş güvenliği uzmanlarını da katarak soruşturma heyetini 6 kişiye çıkardım. Onların verilerini, analizlerini ben çok önemli buluyorum. Kurumun kendi güvenlik uzmanlarının raporları vardır. Onların hepsini ortaya çıkaracağız. Onları mukayeseli inceleyeceğiz. Bu derinlemesine çalışmadan sonra onlar ortaya çıkar ama Sayıştay raporu, hele 2019’un raporu, bugün için çok fazla bir şey söylemez.”
Maden ocağındaki patlamada hayatını kaybedenlerin yakınlarına taziyede bulunduklarını söyleyen Bakan Bilgin, “Bir maden şehidimiz, aynı zamanda bizim Sosyal Güvenlik Kurumumuzda çalışan kişi oğlunu kaybetmiş. Evlerine taziyeye gittik. Çok sayıda cenazeyle şehitlerin cenazelerine, evlerine gittik. Tabii ateş düştüğü yeri yakıyor. Gerçekten büyük bir acı var Bartın’da. Şehitler ve şehitlerin ailelerinde, yakınlarında büyük acı var, hepimizde var ama onların hissettiğini hiç kimsenin o düzeyde hissetmesi anlaması zor” dedi.
Bu acıların sorumlularının ortaya çıkması temennisinde bulunan Bilgin, şöyle konuştu:
“Bu, acıları ortadan kaldırmaz ama bu ülkede hata yapanın, kusuru olanın ya da yanlış yapanın yanına kar kalmadığını da ortaya koymamız lazım. Bu bizim sorumluluğumuz. Nitekim bu konuda Cumhuriyet savcılarını Adalet Bakanı’mız görevlendirmiştir. Çeşitli düzeylerde soruşturmalar devam ediyor. Biz de iş müfettişleri ve iş sağlığı uzmanlarından kurulu bir heyeti genişleterek bölgeye gönderdik. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın bu konuda söylediği açıktır. Olay bütün yönleriyle ortaya çıkarılmalıdır ve çıkarılacaktır. Buna inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Enflasyon Tahribatı Karşısında Toplumu Koruyacak Tedbirleri Alarak En Kapsamlı Müdahaleyi Yapacağız”
Bakan Bilgin, bir gazetecinin enflasyonla ilgili sorusu üzerine enflasyonun yüzde 80’in üzerinde olduğunu anımsattı.
Türkiye’nin enflasyona rağmen büyümenin hedeflendiğini, ücretlilerin, çalışanların, emekçilerin hayat şartlarını düzenleyecek tedbirleri adım adım devreye soktuklarını ifade eden Bilgin, şunları aktardı:
“Sayın Cumhurbaşkanı’mızın tek hedefi, ‘Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmemek.’ Biz bunu çalışmalarımızda, sosyal politikalarımızda gerçekleştiriyoruz. Asgari ücrete iki defa müdahale yaptık. Yılın başında yüzde 50 artış, çok yüksek bir artıştı o gün için ama enflasyon onu hızla aşındırınca, ona temmuzda bir müdahale yaptık. Şimdi aralıkta benzer bir şekilde enflasyon şartlarını değerlendirerek, enflasyon tahribatı karşısında toplumu koruyacak tedbirleri alarak orada en kapsamlı müdahaleyi yapacağımızdan hiç kimsenin endişesi olmasın. Emekçileri şunu bilsinler ki; Türk devleti sosyal bir devlettir ve onların yanındadır. Onların emeğini koruyacak tedbirleri alma konusunda kararlıdır.”
Bakan Bilgin, EYT ile ilgili başka bir soru üzerine ise, bu konuda birçok televizyon programında uzmanların hesaplar yaptıklarını bu hesapların hiçbirinin önlerinde olmadığını ifade etti.
“EYT ile İlgili Çalışma Ocak Ayından Sonra Uygulamaya Koyulacak”
Bilgin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Televizyonlarda sık sık ‘işte şunlar da girecek, bunlar da çıkacak’ öyle bir şey yok. Yani 99 öncesi biliyorsunuz yaşla ilgili bir sorun var. O sorunu biz çözüyoruz ve önümüzde tek bir model var. Tek bir formül var daha doğrusu. Onun hesaplarını yapıyoruz. Yani çok sayıda insan var tahmin edeceğiniz gibi. Onların teker teker durumlarını, çalışma günü sayılarını, yıllarını, vesaire işte sosyal güvenlikteki sağlık sigortası primleri bunları gözden geçirip en uygun, en kapsayıcı çözümlemeyi yapacağız. Yani mesafe aldık ama şimdi açıklamayacağım çünkü ‘niye şimdi açıklamıyorsunuz?’ diyenler var. Bir defa çalışmamız bitmedi. İkincisi, adım adım açıklıyoruz. Zaten açıklasak da Ocak’tan sonra uygulamaya sokulacak. Şimdi açıklamanın bu anlamda acelesi yok. Sözleşmeli personel, geçici işçiler, diğer sorunları açıklayacağız. Aralık ayının ilk haftasında çalışma biter bitmez de Meclise Aralık ayında intikal ettireceğimizi zaten paylaştık.”
Bilgin, toplantının ardından Afyonkarahisar Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı’nı makamında ziyaret etti. Daha sonra Belediye Başkanı Mehmet Zeybek’i de ziyaret eden Bilgin, çalışmalar hakkında bilgi aldı.
MHP Afyonkarahisar İl Başkanlığı ve Ülkü Ocaklarını da ziyaret eden Bilgin, kent merkezinde esnaf ile bir araya geldi.
“Sosyal Güvenlik Sistemimiz Dünyanın Hiçbir Yerinde Olmadığı Kadar Kuşatıcı Hale Geldi”
Ardından AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanlığına geçen Bilgin, burada yaptığı konuşmada, bugün ülkenin karşı karşıya bulunduğu sorunların başında enflasyonun geldiğini dile getirdi.
Bütün bu ekonomik realiteye rağmen Türkiye’nin salgın sürecinde büyük bir sağlık hizmetini ücretsiz sunduğunu hatırlatan Bilgin, şunları söyledi:
“Türkiye’nin sağlık hizmetinde kurduğu altyapı, donanım, insan kaynağı, insan gücü birleşerek büyük bir hizmet ağına dönüştü. Buradan başarıyla çıktık. Salgın sonrası büyümede de Türkiye yüzde 11 gibi tarihinde en hızlı büyüme dalgasını yaşadı. Arkası devam etti. Yani biz dünyanın ikinci en hızlı büyüyen ülkesi olduk. Bu sene de çok şükür çok iyi başladık. İlk 6 ayda yılın yarısında yüzde 7 civarında bir büyümemiz var. Yani önümüzdeki yıl sonu itibariyle de bunun yüzde 6’yı geçeceğini ben düşünüyorum. Yüzde 6-6,5 inşallah o rakamları görürüz. Büyüme şunun için önemli? Bazıları şöyle diyorlar; ‘Büyüdük de ne oldu?’ Büyüdükte doktor sayımız, öğrenci sayımız, tıp fakültesi sayısı arttı. Şehir hastaneleri zincir gibi geliyor. Yollarımız yapıldı, sağlık hizmetimiz arttı. Sosyal güvenlik sistemi dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar bütün insanları kuşatacak şekilde hizmet verecek hale geldi. Büyüdük de ne oldu? İnsanların tükettiği refah seviyesi arttı. Otomobil aile başına düşen otomobil oranı hızla arttı. Türkiye kendi otomobilini üretecek hale geldi. Milli savunma endüstrisinde yüzde 20’lik oranımız yüzde 80’lere doğru çıktı. Barajlarımız arttı. Bizim büyümekten başka yolumuz yok.”
Dünyadaki krizin Türkiye’ye daha fazla yansıdığını aktaran Bilgin, bu krizin ekonomiye daha fazla baskı yaptığını ifade etti.
Bakan Bilgin, Türkiye’nin enerjide bütünüyle dışa bağımlı olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
“Her yıl bizim ortalama 30-37 milyar dolarla 47 milyar dolar arasında bir enerji harcamamız var. Bu yıl 150 milyar dolar olacağını tahmin ediyoruz. İnşallah petrol fiyatları artmaz da doğal gaz fiyatları daha fazla artmaz da... Yani nereden bakarsanız bakın 50 milyar dolardan fazla bir Türk ekonomisi dışarıya dolar bazında ödeme yapacak. Nereden yapacak bunu? Bunun iki kaynağı var. Birisi ihracat, birisi turizm. Bunları başardığımız için, yapabildiğimiz için dışarıda ‘Türkiye battı batacak’ diyenler var. İçeride de böyle diyenler hainler var ama onlar hep hayal kırıklıkları yaşıyorlar. Türkiye enflasyona rağmen büyümesini sürdürüyor. Bu yıl 40 milyar doların üzerinde bir turizm geliri şimdiden ortaya çıktı. Soruyorlar bunun kaynağı nedir? Bunun kaynağı Türkiye’nin ticareti, Türkiye’nin üretim gücü Türkiye’nin canlı ticareti, Türkiye’ye gelen insanların sayısının artması.”
“Türk Ekonomisi Cari Fazla Verecek Potansiyele Sahiptir”
Bilgin, Türkiye’nin ekonomide büyüme yoluyla sorunları çözeceğine işaret ederek, “Çünkü her malın fiyatını belirleyen temel faktör nedir? Ona yönelen taleptir. Dolar da bir maldır. Para da teknik olarak bir maldır. Dolara talebiniz artarsa onun fiyatı artar. Dolayısıyla ekonomimizin daha fazla dolar üretmesi lazım. Yani dolara olan talebi karşılayacak düzeyde üretmemiz lazım. Bizim Türk ekonomisinin dolar ya da döviz üretecek kaynakları bellidir. Dolayısıyla şu anda bile enerji hariç Türk ekonomisi cari fazla verecek potansiyele sahiptir” değerlendirmesinde bulundu.
“Türkiye, Dünyanın Bütün Yoksul Ülkelerinin Ümididir”
Türk ekonomisinin üretim gücünün arttığını anımsatan Bilgin, şöyle devam etti:
“Onu biz emekçilerimizle, kamu çalışanlarıyla, işçilerimizle emeklilerimizle paylaşıyoruz. Sosyal refahın paydaşlarıyla paylaşıyoruz. Orada da araçlarımız belli. İşte asgari ücret düzenlemeleri, ücret politikaları, toplu sözleşme mekanizması vesaire ve yaptığımız düzenlemeler. Bütün bunlar bizi nereye hazırlıyor? Bizi Türkiye’nin dışarıdaki tehditlerine karşı hazırlıyor. Güçlü bir Türkiye’ye hazırlıyor. Bizi önümüzde 2023 seçimlerinden başarıyla çıkacak büyük Türkiye idealine sahip çıkmaya hazırlıyor. Bütün bunlar bizi bölgemizde terör örgütleri üzerinden esir almak isteyenlere karşı meydan okumaya götürüyor. Türkiye Avrupa’yı açlıktan kurtaran bir ülke. Tahıl koridorunu sayın Cumhurbaşkanımız diplomatik faaliyetlerle birlikte açtı. Tahılın yüzde 53’ü Avrupa ülkelerine gitti. Açlıktan kurtuldular. Türkiye’ye teşekkür etmeleri lazım. Bugün de uluslararası sistemin en önemli meselesi bu savaşın bitmesi, barışın gelmesidir. Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşın bitmesi. Orada da bütün ümitler Türkiye’dedir. Türkiye dünyanın bütün yoksul ülkelerinin ümididir.”
Daha sonra Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tekstil, şekerleme fabrikası ile mermer tesisini gezen Bakan Bilgin, yetkililerden bilgi aldı.
Ardından Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Toplantı Salonunda sivil toplum kuruluşları (STK) ve iş dünyası temsilcileriyle bir araya gelen Bilgin, Türkiye’nin geçmişten bugüne 3 temel meselesinin olduğunu dile getirdi.
Bakan Bilgin, bunların kalkınma, demokratikleşme ve sosyal bütünleşmeyi üst düzeyde gerçekleştirme meseleleri olduğunu özellikle kalkınma konusunda büyümenin yolunu açma yürüyüşlerinin devam edeceğini söyledi.
“Sermayenin Emeğe Düşmanlık Etmesine Asla İzin Vermeyiz”
Sosyal politikalara önem verip toplumun her kesimini koruma gayretinde olduklarına dikkati çeken Bakan Bilgin, şunları söyledi:
“Dolayısıyla biz emekçileri koruyacağız, esnafı koruyacağız, çalışanları koruyacağız. Ben şöyle bir cümleyi sık sık söylüyorum; ‘Biz sermaye düşmanı değiliz ama sermayenin emeğe düşmanlık etmesine asla izin vermeyiz’. Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi çalışma hayatıyla ilgili, iş hukukuyla ilgili bütün yasal mevzuatı bunun için çıkarmıştır.”
Beyaz Bayrak Projesi
Bilgin, işverenlerin yanında olduklarını zamanlama konusunda sıkışıklık yaşasalar da sorunları çözeceklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biraz ertelediğimiz projemiz var. Beyaz Bayrak Projesi. Proje şu demek; bir işveren kamuya karşı sorumluluğunu yerine getiriyor, vergisini veriyor, işçilerin primlerini yatırıyor, bir de sendikası varsa o iş yerine ‘beyaz bayrak’, tıpkı otellerdeki ‘mavi bayrak’ gibi bir ‘beyaz bayrak’ takıyoruz. Kapısına da bir ‘beyaz bayrak sertifikası’ veriyoruz. Ona ayrıca ilave teşvik de sağlıyoruz.”
Dünyada ortaya çıkan tedarik zincirindeki kopuşlar, kargo taşımacılığı problemleri, enflasyon, enerji problemlerinin Türkiye’yi de etkilediğini belirten Bilgin, Türkiye’nin bu problemleri rahatlıkla aşacak bir ülke olduğuna vurgu yaptı.