Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, Müstakil Sanayici ve iş Adamları Derneği’nin (MÜSİAD) İftar Programı’na katıldı.
Programda konuşma yapan Bakan Işıkhan, Ramazan-ı Şerif’i tebrik ederek sözlerine başladı. Işıkhan, sofranın; sadece doymanın değil, aynı zamanda paylaşmanın, dayanışmanın, bir olmanın vesilesi olarak gören bir gelenekten geldiklerini kaydederek, “Ülkemizin kalkınması, vatanımızın istikbali adına emeği ve alın terini bölüştüğümüz paydaşlarımızla aynı sofralarda ekmeğimizi de bölüşüyor olmak birlik ve beraberliğimizin en net göstergesidir. Aynı berekete ortak olmanın bizleri; işçisiyle, işvereniyle, yatırımcısıyla, üreticisiyle; kamu ve sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte ortak bir geleceğe ve ortak hedeflerimize ulaştıracağına inanıyoruz. MÜSİAD, bu dünya görüşümüzü iş dünyasında en iyi şekilde temsil eden sivil toplum kuruluşlarımızdan birisidir” ifadelerini kullandı.
MÜSİAD’ın Türkiye’nin hem siyasi hem de ekonomik olarak kritik eşiklerden geçtiği 90’lı yıllarda önemli görevler üstlendiğine değinen Işıkhan, “Sadece maddi kalkınmamıza değil, aynı zamanda; hak, adalet, barış ve refah çerçevesinde milli ve manevi değerlerimizin muhafazasına da önemli katkılar sunmuştur. Sizler sivil toplumun gücüyle demokrasimizin gelişmesine katkı sunarak milli iradenin sesi oldunuz. Bunu 15 Temmuz’da milli iradenin yanında yer alarak gösterdiniz. Ekonomik saldırılara, döviz spekülasyonlarına karşı yerli ve milli duruşunuzdan taviz vermediniz. Salgının zor koşullarını tecrübe ettiğimizde, asrın afetini yaşadığımız yakın geçmişimizde, Türkiye’ye içeriden ve dışarıdan yapılan ekonomik müdahalelerde, her şeye rağmen çalışma hayatımıza katkı sunmaya devam ettiniz” diye konuştu.
“İstihdam Teşviklerinden Yatırım Ortamının İyileştirilmesine Yönelik Çok Geniş Kapsamlı Düzenlemeler Yaptık”
Bakan Işıkhan, 21 yıldır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yüzyılın Türkiye’sini inşa etmek üzere geleceğe yürünen kutlu yolda, milletin yanında yer alan hiçbir kuruluşu tek başına bırakmadıklarına vurgu yaparak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hükümetimiz, gerek maddi gerekse manevi anlamda yatırımcısına, işverenine, sanayicisine verdiği teşviklerle üzerimizde oluşturulmaya çalışılan ekonomik baskıyı ortadan kaldırmıştır. Bilhassa son yıllarda uygulamaya koyduğumuz güçlü teşvik paketlerimiz sayesinde sahada işverenlerimizin elini güçlendirdik. İstihdam teşviklerinden yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik düzenlemelere kadar çok geniş kapsamlı düzenlemeler yaptık. Gerçekleştirdiğimiz en önemli atılımların başında sosyal güvenlik reformu geliyor. İşverenlerimiz açısından SGK denince, geçmişte eziyet, iş yükü ve maliyet unsuru olarak görülen bir yapı vardı. Bugün e-devlet uygulamaları ile işverenimizin bildirim süreçlerini kolaylaştırıp kısaltan, cezayı değil rehberliği ön plana alan, prim teşvikleri ile işvereni destekleyen bir SGK var.”
“Katma Değeri Yüksek, İnovatif Fikirlerle Teknolojik Yatırımları Desteklemeye Devam Ediyoruz”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı başta olmak üzere tüm kamu kurumlarında; işçinin, işverenin, yatırımcının, işletmelerin yoluna engel değil destek olan bir zihinsel dönüşümü gerçekleştirdiklerinin altını çizen Işıkhan, “Bir ülkenin siyasi bağımsızlığı kadar ekonomik bağımsızlığı da aynı derecede önemlidir. Hepimiz bunun şuuruyla çalışıyoruz. Çeyrek asra yaklaşan yönetim tecrübemizle savunma sanayiimiz başta olmak üzere her alanda yerli projelerle büyük atılımlar gerçekleştirdik. Katma değeri yüksek, inovatif fikirlerle teknolojik yatırımları destekledik, desteklemeye devam ediyoruz. Bu başarıda MÜSİAD üyelerimizin katkısı açıktır. Bu alandaki çalışmalarımızı hep birlikte artırarak devam ettireceğiz” dedi.
Bakan Işıkhan, Türkiye’nin hem birlik ve beraberlik sinerjisine, hem de kalifiye insan kaynağına sahip bir ülke olduğuna dikkati çekerek, şunları aktardı:
“Bu sayede ekonomide, istihdamda, işgücünde, ticarette Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyonla diğer ülkelere fark atmaya devam ediyoruz. Bu ülkeye hizmet etmek aşk işidir, gönül işidir. Millete sevdası olmayanlar bunu bilmez, anlamaz. Bizler Türkiye ailesinin çalışan, üreten bireyleri olarak, ekonomik kalkınma alanında verdiğimiz mücadeleyi, kardeşlik, dayanışma ve yardımlaşma ruhumuzun muhafazası noktasında da vermeye devam edeceğiz. Her zincirin, ancak en zayıf halkası nispetinde güçlü olabileceğini unutmamalıyız. Türkiye Yüzyılı’nın çalışma hayatını birlikte inşa etmek istiyorsak; güçlü olanın güçsüzü ezdiği değil elinden tuttuğu bir ortamı da aynı zamanda inşa etmek zorundayız. Türkiye olarak sanayicisi, iş adamı, siyasetçisi, esnafı, bürokratı, memuru, işçisi ve emekçisiyle hep birlikte el ele verdiğimizde önümüzde maddi ya da manevi hiçbir engelin kalmayacağına yürekten inanıyorum.”