Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Bakanlığın 2023 yılı bütçesinin TBMM Plan Bütçe Komisyonu'ndaki görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Bilgin, EYT konusuna ilişkin sorulan soru üzerine, “EYT konusunda farklı düşünüyoruz ama değerli eleştiriler var. Bugün bizim tespit ettiğimiz 1,5 milyon civarındaki rakam Haziran ayı itibarıyla elde ettiğimiz veri. Yılsonu itibariyle o rakam değişir, burada prim gün sayısına bakıyoruz. Prime takılanlar diye bir ifade kullanıldı öyle bir şey olmayacak çünkü 8 Eylül 1999 öncesi prim gün şartını değiştirmiyoruz. Bu kötü senaryoları kafanızdan silin, öyle bir şey yok. Prim gün sayısı ve yıl sayısı şartını kaldırmıyoruz. Prim gün sayısı hanımlar için 20, erkekler için 25 yıl şartını yerine getirdikleri zaman onlar da bundan istifade edebilecekler. Yaptığımız düzenleme herkesi kapsayan bir düzenleme, sınır koyan bir düzenleme değil” cevabını verdi.
Bilgin, Türkiye ekonomisinin büyümekten vazgeçemeyeceğine vurgu yaparak, “Büyümeden vazgeçtiğimiz zaman bunun alternatifi işsizliktir, yoksulluktur. Büyümeden vazgeçmek, ekonomiyi soğutmak bizim için doğru değil. Biz büyüyerek sorunları çözeceğiz. Büyüyerek enflasyonu yenmemiz lazım. Vazgeçmememiz gerekir ama enflasyona rağmen büyümenin doğru bir iktisat politikası ile sürdürülmesi gerekir. Burada ihracat çok önemli bir hedeftir. Türkiye’nin ihracatını arttırması çok önemlidir ama uzun yıllar Türkiye ekonomisinin özellikle temel endüstrilerde kuruluş sürecinde dışa bağımlılık oranı çok yüksekti. Biz ithal ikamesi modelini takip ettik, bu model Türkiye’yi ithalata bağımlı hale getirdi. Bunu şimdi tersine çevirmemiz lazım, yerli katma değer oranını zaman içerisinde hızlı arttırarak ihracatın ithalatı karşılama oranlarını adım adım yükseltiyoruz. Türkiye’nin bu kapandan kurtulması lazım, bunu gerçekleştirdiğimiz zaman Türk ekonomisi refah üretir, ticaret yoluyla uluslararası sistemden pay alır, değer transfer eder” diye konuştu.
“SGK İle İlgili Yolsuzluk Hadisesine Bulaşmış Kişilerin Tamamıyla İlgili Suç Duyurusunda Bulunuldu”
SGK ile ilgili soruşturmaya ilişkin soru üzerine ise Bakan Bilgin, şöyle cevap verdi:
“2000’li yılların başında SGK’nın geliri gideri karşılama oranı yüzde 60 civarındadır, bugün yüzde 91.5’e gelmiştir. Bu çok önemli bir gelişmedir, Türkiye’nin sosyal güvenlik sistemi çok kapsayıcıdır. Sandıklara bağlı olanların dışında Türkiye nüfusunun tamamını kuşatan bir sosyal güvenlik şemsiyesine sahiptir. Bunu zaten dostta düşmanda pandemi sürecinde gördü. Gelişmiş ülkelerin hastane bahçelerinde insanlar ölüme terk edilmişken Türkiye o ülkelerden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını uçakla getirip, tedavi ettirdi.”
Bilgin, kendi sorumlu oldukları alanlarla ilgili bir yolsuzluk iddiası varsa onu soruşturduklarını ve takip ettiklerini ifade ederek, “SGK' yla ilgili böyle bir iddia vardı, bu sadece bir iddia değil, müfettişlerimizin de bize yansıttığı günlerden itibaren işin başına bu konularda çok titiz olduğunu bildiğim, aynı zamanda hukukçu arkadaşımızı görevlendirdim. O arkadaşımız didik didik etti ve oradaki bütün yolsuzluk hadisesine bulaşmış adamların tamamıyla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulundu. Savcılıkta şu anda onun devamı olan başka bir soruşturma devam ediyor. Oradaki rakam 1 milyar civarında bir rakam. Onun sorumluları yargıya hesap verecekler, bazı sorumlu kişilerin görevlerine son verdim. İsimlerini vermiyorum çünkü yargıya intikal ettirdim. Dosyanın arkası gelecek, o kapsamda başka nerelere ulaşırsa, kime ulaşırsa, oradan da kimsenin tereddüdü olmasın” bilgilerini paylaştı.
“İŞKUR’un paraları, politika faizi üzerinden değerlendiriliyor ve eriyor” eleştirisi üzerine ise Bakan Bilgin, şöyle konuştu:
“Nereden öğrendiniz, kimden duydunuz bunu? Bunlar yanlış bilgi bile değil. İŞKUR'un, İşsizlik Sigortası Fonu yönetimi -en azından ben kendi dönemimi biliyorum - piyasada en yüksek faizi veren bankalarda, piyasada en yüksek getiri sağlayan fonlarda değerlendirilmektedir ve bunun için pandemideki o büyük harcamaya rağmen 120 milyar Türk Lirası civarında bir varlığa sahiptir. Oradan en fazla istifade eden de emekçiler olmuştur, işyerleri kapanmasın diye işletmelere verildiyse o işçiler için verilmiştir o para. Yani
zaten işçilerin, işverenlerin de buradan prim ödediğini biliyorsunuz. Bir arkadaşımız hatırlattı; GAP’a verilen para uçmadı. GAP ’a verilen GAP ’ta yatırıma dönüştü ama bizim açımızdan da uçmadı, biz o parayı takip ediyoruz, biraz önce değerlendirdiğimiz fonların ortalamasıyla bizim hesaplarımızda vardır ve alacak olarak durmaktadır. Dolayısıyla, böyle bir negatif algıya lüzum yok çünkü bunlara biz gerekli müdahaleleri yapıyoruz.”
“Kamunun Kaynaklarını, Milletin Parasını İstismar Edenlere Hiçbir Kapıyı Açmayacağız”
Bakan Bilgin, bazı milletvekillerinin, bazı özel hastanelerin SGK'yı yüksek faturalarla zarara uğrattığı eleştirileri üzerine şunları aktardı:
“Özel hastanelerle ilgili sıkı bir denetim yapıyoruz, bu denetimi hem elektronik ortam üzerinden hem müfettişler yoluyla çok sıkı bir şekilde gerçekleştiriyoruz çünkü özel hastanelerde ciddi istismarlar var. İstismar eden hastanelerle ilgili de kapatma mücadelemizi veriyoruz, yargıya gidiyorlar, yargıdan dönüyorlar ama oradan geri adım atmayacağımızı geçen senede ifade etmiştim. Bu sene de yüce Mecliste, bu toplantıda tekrar altını çizelim: Kamunun kaynaklarını, milletin parasını istismar edenlere hiçbir kapıyı açmayacağız, bunun bilinmesini isterim. Bazı özel hastaneler SGK'yla özel anlaşmalar yapmayı tercih etmişler. 23 hastane vardı, onlarla o sözleşmeleri bitirdim çünkü o sözleşmeyi istismar ediyorlardı. ‘Ya bizimle her alanda sözleşme yaparsınız ya da vatandaşı istismar edecek bir araç olarak SGK’yla yaptığınız sözleşmeyi kullanamazsınız’ dedim. Tabii mahkemeye, yargıya gidiyorlar, bu konuda mücadelemiz sürüyor.”
“SUT Fiyatlarında İşlem Bazında Fiyat Belirlemesi Yapıyoruz”
Bilgin, SUT'daki fiyatların bugüne kadar yüzde bazında artırıldığını, bu nedenle bazı eleştiriler yapıldığını anımsattı. SGK'nın, SUT fiyatları konusunda ana öğe olduğunu kaydeden Bilgin, "SUT fiyatlarında şimdi işlem bazında fiyat belirlemesi yapıyoruz. Bu konuda bir bilim kurulu oluşturduk. Apandisit ameliyatı diyelim ki 18 lira. Yüzde 100 artırırsanız ne olacak? Oysa bu ameliyatları, yapılan işlemleri ve kullanılan malzemeleri tek tek değerlendirmek, onların fiyatlarını tek tek belirlemek gerekir. Bu uzun çalışmayı bir yıl önce başlattım. Komisyondaki arkadaşımızla geçen hafta görüştüm, bitmek üzere. İnşallah bu aralık ayında yeni SUT fiyatlarının belirlenmesini bu reel tabloya göre yapacağız. Yani yüzde, götürü bazlı bir artış yapmayacağız. Bu, sağlık sistemindeki ödemeleri hakkaniyetli hale getirecek" diye konuştu.
Bakan Bilgin, çocuk işçiliğiyle mücadele ettiklerini belirterek, “94 yılında çocuk işçiliği oranı yüzde 15.2, 2022 yılında yüzde 3 civarında. Yüzde 3 bizi çok tatmin eden bir rakam değil ama mücadelenin netice verdiğini görmemiz lazım” dedi.
Kadınların işgücüne katılımının arttıkça istihdama edilme oranlarının da arttığını söyleyen Bilgin, “2000’li yılların başında 6 milyon olan kadın çalışanlarımızın sayısı, bugün 9 milyondur. Bunlar toplumsal değişimle ilgilidir, kapalı toplum ekonomik ilişkiler içerisinde pazara açıldıkça, pazardan kadın emeğine yönelik talep geldikçe artacaktır. Eğitimli kadınların işgücüne nasıl katıldığını göstermek için size bir rakam vereyim; Adalet Bakanlığı’nın bir istatistiğini okudum hakim ve savcı sayısı 2000’li yılların başından bu yana kadar yüzde 300’den fazla artmış. Hakim ve kadın savcı sayısı ise yüzde 565 artmış. Diğer mesleklere de baksak kadınlarla ilgili aynı artışı görebiliriz. Kadınlarla ilgili elbette yapılması gereken çok şey var ama Türkiye kapalı toplumun şartlarından çıktıkça kadınlar iş hayatına daha fazla katılacaktır. İşveren ya da girişimci kadınlar arasında da benzeri rakamları görebiliriz” ifadelerini kullandı.
Bakan Bilgin, muhtelif işletmelerde geçici işçiler sorununu çözeceklerini de sözlerine ekledi.
Bilgin'in açıklamalarının ardından, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile bağlı ve ilgili kurumlarının bütçeleri komisyonda kabul edildi.