…
11 Mayıs 2023, Perşembe

Bakan Bilgin NTV Canlı Yayınında Gündeme ve Çalışma Hayatına Dair Soruları Yanıtladı


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, NTV canlı yayınında gündeme ve çalışma hayatına ilişkin soruları yanıtladı.

Bakan Bilgin, kamu işçilerine yapılan yüzde 45 zam oranına ilişkin sorulan soru üzerine, “Kamu işçileriyle yaptığımız toplu sözleşmenin yasal süreleri vardır. Bu dönem yaptığımız toplu sözleşme de Ocak ayında, Mart’ta biten çeşitli işletmelerde 700 bin küsur kamu işçisini kapsayan bir toplu sözleşmedir. Dolayısıyla keyfi olarak şu tarihte yapalım diye değil, zorunlu dönemleri olan sözleşmelerdir. İşçilerimizin alın terini, Türkiye’nin büyümesine kattıkları emeklerini değerlendiren bir uzlaşmayla sonuçlandı. Buna bir refah payı eklenerek en düşük işçi ücreti 15 bin lira, onun üzerine de yüzde 45 zam verildi. Çalışanlarımız, işçi hareketi içerisinde ilk defa bu kadar büyük bir sosyal refah payıyla değerlendirilen bir sözleşmenin mutluluğunu yaşadılar” cevabını verdi.

“Yasal Süre Zamanı Geldiğinde En Düşük Memur Maaşı 22 Bin TL Olacak”

Kamu işçilerinin sözleşmeleri ile memur sözleşmelerinin eş zamanlı başlayan sözleşmeler olmadığına dikkati çeken Bilgin, “Temmuz’da da onlarla ilgili düzenleme yapacağız. Biz çalışmamızı işçilerle eş zamanlı olarak yaptık. O çalışmayı da Sayın Cumhurbaşkanımıza ilettik. Ama çalışma yine yasal sürelerde uygulamaya girecek. Yasal süre zamanı geldiğinde en düşük memur maaşı 22 bin lira olacak. Temmuz ayında en düşük memur maaşının dışında enflasyon farkını, hayat pahalılığını reel ücret kayıplarını dikkate alarak bir değerlendirme yapıp refah payıyla birlikte en düşükten yukarıya doğru memur maaşlarını yeniden düzenleyeceğiz” bilgilerini paylaştı.

“EYT’de 1 Milyon 700 Bini Aşkın Kişi Başvuruda Bulundu”

Bakan Bilgin, EYT ile emekli olacakların başvuru sayısının sorulması üzerine, “Bizim tahminimiz 1 milyon 250 bin kişinin başvurmasıydı ama başvuru sayısı 1 milyon 700 küsur bin kişide kaldı. Diğerleri emekli olmamayı tercih ettiler. Emekliliği hak eden 1 milyon civarında EYT’ linin maaşları bağlandı. 700-750 bin veya 800 bin kişi kaldı, onların da her gün emekli maaşları bağlanıyor. Normal şartlarda emekli olanların sayısı ayda 30-40 bin civarında, yılda da 350 bin 400 bini buluyordu. İlk defa SGK çalışanları büyük bir fedakârlıkla gece gündüz çalışarak bu sayıyı 1 milyona yaklaştırdılar. Bu ayın sonuna kadar bütün EYT’lilerin maaşlarının bağlanacağını tahmin ediyorum. Diyelim ki Mayıs’ı geçti, bir hafta sonra tamamlandı, hiç kimsenin endişesi olmasın. Emeklilikte yaşa takılanlarda şartları yerine getirmiş olanların birikmiş maaşları, bayram ikramiyeleri, bütün hakları hesaplarına yatacak” diye konuştu.

“7 Bin 500 TL’nin Üzerinde Maaş Alan Emeklilerimiz De Rahat Edecekleri Bir Düzenlemeyle Karşı Karşıya Kalacaklar”

En düşük emekli maaşının 7 bin 500 liraya yükseltildiğini anımsatan Bilgin, şöyle devam etti:

“Düşük maaş alan emeklilerin bugünkü hayat şartlarında rahat bir nefes almasını sağlayacak bir düzenleme yapıldı. Fakat 7 bin 500 liranın üzerinde maaş alanlara yapılmadı. Temmuz ayında o da kamu çalışanlarıyla birlikte yapılıyor. Ayrıca yasal değişikliği gerektirdiği için Meclis’in de açık olması gerekiyor. 7 bin 500 lira ile 10 bin lira arasında ya da onun üzerinde maaş alanlar için bir alttakilere yüksek oranda, yukarıya doğru azalan oranda bir yansıtma olacak. Onların da hiç endişesi olmasın. 7 bin 500 liranın üzerinde olan emeklilerimiz de faydalanacakları ve rahat edecekleri bir düzenlemeyle karşı karşıya kalacaklar”

“Bağ-Kur Emeklilerinin Prim Gün Sayısını 7200’e Düşürdük”

Bilgin, Bağ-Kur emeklilerinin prim gün sayılarını 9000’den 7200’e indirdiklerini kaydederek, “Küçük işletme sahibi isterse Bağ-Kur’dan prim yatırarak emekli olabilir. O 9000 prim günü yatırıyor ama berber ya da yanında iki kişi çalıştıran daha küçük bir işletme de 9000 prim günü yatırıyor, bu adil değil. Biz bu mikro işletmelerin prim gün sayısını 7200’e düşürdük” dedi.

“Emeklilik Düzenlemesinde Haksızlığa Uğrayanların Hakkını İade Ettik”

Normalde üç çalışanın bir emeklisi kuralı olduğuna değinen Bakan Bilgin, şunları aktardı:

“Bu dengeler çoktan bozulmuş, biz de 3’ün altına inerek 2.3 olmuştu. EYT düzenlemesiyle bunun 2 civarına veya 1.9’a düşmesi bekleniyor. EYT düzenlemesini çalışmaya başladığımızda yaş ortalaması 49.9’du şimdi yaş ortalaması 50’dir. Bu önemli bir göstergedir. Zaten o olmasaydı bu düzenleme gerçekçi olmazdı. SGK’da gelirin gideri karşılama oranı yüzde 92’dir. Emekli Sandığı, Bağ-Kur hem de SSK eski yapı içerisinde devam eden emeklilik fonları var. Bunların da gelirlerinin giderlerini karşılama oranı oldukça yüksektir. Neticede başarıldı ve Türkiye’de emeklilik düzenlemesinde haksızlığa uğrayan yaklaşık 5 milyona yakın insanın hakkını iade ettik. Türk Devleti onların hukuksuzluğa tahammül etmemeleri gerektiğini düşünerek sosyal devlet sorumluluğuyla bu işi ele aldı ve çözdü. Emeklilik fonlarımızda da bir sorun yok. Bunun karşılığı ayrıldı. Yaklaşık maliyeti de 120 milyar civarındadır.”

“Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması Tarihsel Bir Adımdır”

Bilgin, asgari ücretle ilgili Temmuz ayında yapılacak zamma ilişkin sorulan soru üzerine, “Ocak ayında dolar bazında ve reel olarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek zammı yapıldı. Açıkladığımız gün 459 dolardı, şimdi biraz düşmüş olabilir. Şu anda asgari ücret 454 veya 455 dolar civarında. Bizim buradaki amacımız satın alma gücü paritesi açısından bakarak, ücretlerin reel kaybını değerlendirerek, fiyat artışlarını dikkate alarak enflasyonun düşmesine rağmen asgari ücreti belli bir düzeyde tutmak istiyoruz. Çeşitli parametrelere bakarak bunu düzenlemek istiyoruz. Biz asgari ücreti 500 dolar yaparız daha fazla da yaparız bunu her zaman yapmak mümkündür. Ama bizden sonra kimsenin yapamayacağı, önce de kimsenin yapamadığı bir şey yaptık. Asgari ücreti vergi dışı bıraktık, bu tarihsel bir olaydır. Asgari ücret vergi dışı bırakılmakla kalmadı, bütün ücretlilerin asgari ücret düzeyindeki gelirleri vergi dışı bırakıldı. Türk Devleti sosyal devlet olma bilinciyle 90 milyarlık bir maliyeti üstlenerek emekçilere o vergi gelirlerini iade etti. Bu tarihsel bir adımdır” yanıtını verdi.

“Köklü Bir Reformla Sendikalaşmanın Önünü Açacağız”

Bakan Bilgin, birinci dereceye gelen bütün kamu görevlilerinin 3600 ek gösterge düzenlemesinden istifade edecekleri bilgisini de paylaştı.

Sendikalaşma oranının önceden yüzde 7-8 civarında olduğunu şu anda ise yüzde 14,5 seviyesinde olduğunu aktaran Bilgin, şunları kaydetti:

“Yaklaşık 17 milyona yakın işçimiz var ama bizdeki küçük işletme yapısı sendikal örgütlenmeye elverişli değil. Bu yapısal bir sorundur. İş mevzuatımız, sendikalar hukukumuz, toplu sözleşme hukukumuzla ilgili yasal düzenlemelerin 12 Eylül’den, askeri darbelerden, anayasadan vs. kaynaklanmasıyla ilgili sorunlarımız var. Onlarla ilgili kapsamlı bir reform çalışması yaptım. Bunu Meclis’e intikal ettiremedik, inşallah köklü bir reform yapacağız. Sendikalaşmanın önünü açacağız. Buna rağmen bazı düzenlemeler de yaptık; iş kolu yönetmeliğinde değişiklik yaptık. Sendikalaşmanın önünü engelleyen bir yönetmelik vardı, o yönetmeliği değiştirdik. İş yeri işletme ayrımı vardı, onu değiştiren bir kanun tasarımız var. Son Meclis toplantısına göndermiştim ama Genel Kurula intikal ettirilmedi. İnşallah onu hemen çıkartacağız. Başka bir uygulama daha yaptık; işletmelere ‘Beyaz Bayrak’ uygulaması getirdik. Beyaz Bayrağın anlamı şu; burada işler düzgün yapılmaktadır, vergi ödenmektedir, prim ödenmektedir ve sendikal örgütlenme özgürlüğünü kullanan işçiler vardır. Bu iş yerlerine ‘Beyaz Bayrak’ ödülünü veriyoruz. ‘Beyaz Bayrak’ ödülü o işletmelere yeni imkânlar sağlıyor. İŞKUR’un projelerinde, eğitim projelerinde öncelik tanınıyor bir de sosyal güvenlik priminde avantaj sağlanıyor. Dolayısıyla sendikalaşmayı teşvik eden birçok düzenleme yaptık. İşçilerin örgütlenmesi ve sendikaların önünün açılması Türkiye’nin demokrasisine katkı yapacak bir gelişmedir. Sendikaları güçlü olmayan bir ülkede demokrasi güçlü olamaz.”

“Staj, Eğitimin Bir Parçasıdır”

Bilgin, staj mağduriyeti ile ilgili sorulan soru üzerine ise, “Staj bir eğitimdir ve eğitimin bir parçasıdır. Sadece çıraklık eğitimini ayırmak lazım. Onun dışındaki stajyerler mağdur değillerdir. Çünkü iş akdiyle bir iş yerine girmemişlerdir” cevabını verdi.