Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında düzenlenen Kadın İşçi Eğitim Semineri Programı’na iştirak etti.
Seminerde bir konuşma yapan Bakan Bilgin, “Bu programın bana ilk hatırlattığı şey Türk Metal’de başlattığımız kadın işçiler eğitimiydi, bu eğitime Türkiye’nin muhtelif bölgelerinde devam ettim. Kadın emekçilerle buluştuk ve kadınların sendikal mücadelede neden rol alması gerektiğini, Türkiye’nin demokratikleşmesinde kadının rolünün nasıl önemli bir yeri olduğunu, bu rolün vazgeçilmeyecek bir dönüşüme tekabül ettiğini konuştuk. Kadınların yolunun açık olmasını diliyorum, inşallah önümüzdeki dönemde bu mücadelenin içerisinde kadınlar daha ön planda olacaklardır. Türkiye, erkek merkezli bir toplumsal yapıya sahip, bu erkek merkezli toplumsal yapının dönüşmesi oldukça problemlidir. Kadına şiddeti konuştuğumuz zaman zaten bu problemin ne kadar büyük bir boyutta olduğunu hepimiz görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Cumhuriyet Her Alanda Başarıyla İlerliyor, Bu Başarı Artık Geri Döndürülemez Bir Aşamaya Gelmiştir”
Cumhuriyetin fert başına düşen milli gelirin yaklaşık 60 Dolar olduğu bir dönemde büyük başarılara imza attığını hatırlatan Bakan Bilgin, “Cumhuriyet kurulduğu yıllarda kadınlar toplumsal hayatta yoktu, çok geri plandaydı. Türkiye öyle hızlı değişti ki her geçen 10 yıl itibariyle Türkiye gerçekten çok hızlı değişti ve bu değişim giderek ivme kazandı. Son 20 yılda dünyayla da etkileşim içine girerek bu değişimin nasıl hızlandığını hepimiz biliyoruz. Cumhuriyet her alanda başarıyla ilerliyor, bu başarı artık geri döndürülemez bir aşamaya geldiğini düşünüyorum. Çünkü bu başarının arkasında Türkiye’nin toplumsal değişimi var. Cumhuriyet bunun için hızla büyüyor, gelişiyor. Bu modernleşme sürecinin birkaç boyutundan bahsetmek lazım; birinci boyutu kadınların toplumsal hayatta merkeze doğru ilerlemesi. Kadınların iş gücüne katılım oranı artıyor, erkeklere göre istihdam hızı daha gerideler ama her geçen yıl bu oran artıyor ve artacak. Önemli olan burada ortaya çıkan sorunları çözme iradesini ortaya koymaktır” diye konuştu.
“Daha Eşit, Daha Özgür Bir Toplum Yaratmak Kadınların Emeğiyle Mümkün Olacaktır”
Bakan Bilgin, kadına yönelik şiddetin toplumsal bir travma olduğuna vurgu yaparak şöyle devam etti:
“Kadına şiddet ne demek? Annemize, kız kardeşimize, eşimize, çocuğumuza şiddet uygulamak demek bu bir toplumsal travmadır. Bunu büyük toplumsal değişimin travmaları olarak görüyorum. Bunu yeneceğiz, yenmek mecburiyetindeyiz çünkü kadınlar bizim toplumsal hayatımızın görünen ama daha çok da görünmeyen emeğini ortaya koyan insanlardır. Dolayısıyla onların inşa ettiği hayatın problemli olması bu travmanın yaşanması ile ilgilidir, bu travmayı ortadan kaldırmak mecburiyetindeyiz. Daha eşit, daha özgür bir toplum yaratmak kadınların emeğiyle mümkün olacaktır.”
“Beyaz Bayrak’ın Üzerinde 'Burada Düzgün İş Vardır, Örgütlü İş Vardır' Yazacak”
Toplumun modernleştikçe işçileşme oranının arttığını, işçileşme oranı arttıkça da sendikalaşma oranının da artması gerektiğini kaydeden Bilgin, "Bu konuda 'Beyaz Bayrak Projesi'ni hayata geçireceğiz. Yani bir iş yeri primlerini yatırıyorsa, prim borcu yoksa, sendikalıysa ona beyaz bayrak vereceğiz ve o bayrağın üzerinde 'Burada düzgün iş vardır, örgütlü iş vardır' yazacak. Kayıt dışılığı ortadan kaldırır. Kayıtsız iş yeri demek, toplumun değerlerinden, emekten, vergiden çalan bir iş yeri demektir. Dolayısıyla biz bu Beyaz Bayrak Projesi ile buna karşı mücadele edeceğiz" dedi.
“Asgari Ücret Meselesini Uzlaşıyla Çözmek İstiyoruz”
Bakan Bilgin, asgari ücret meselesini uzlaşıyla çözmek istediklerini belirterek, "Asgari ücret konusunda Sayın Başkanın (Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay) tavrı çok açık; emeği koruyacak. Asgari ücret, adı üzerinde, Türkçe çok güzel tanımlanmış. Bu rakamın, toplumu tatmin edecek, toplumda adalet duygusunu pekiştirecek, onu güçlendirecek, 'burada işçiler sahipsiz değildir, devlet sosyal devlettir ve buna sahip çıkmaktadır' kanaatini yerleştirecek bir seviyede olacağına inanıyorum. Ben de bu anlayıştayım ve Sayın Başkanla bu konuda uzlaşma içerisindeyiz."
Seminerde konuşan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ise ilk defa Türk-İş’in bir etkinliğine katılanların yüzde 99’unun kadın olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:
“Adaleti yakalamadan merhameti yakalama şansımız hiç yok onun için bu iki kavramla ilgili önümüzdeki süreçte Türk-İş bu iki kavram üzerine yol yürümemiz gerekiyor. Nasıl düşünürseniz düşünün, hangi partiye oy verirseniz verin bizi hiç ilgilendirmiyor; kadın olmak, insan olmak bunlar bizi ilgilendiriyor. Çalışma hayatında sorunlarımız var, olmaya devam ediyor. A partisi B partisi fark etmiyor hepsi aynı 18 milyon çalışanın 2,5 milyonu sendikalı. İşçi ittifakı, kadın ittifakı, engelli ittifakı kursunlar. Bir ittifak lazımsa işçi ittifakı lazım bu ülkede. Sendikalarda kadın sayısı o kadar az ki bunun sorumlusu kim? Birinci sorumlu benim. Ne zaman bu sayı artarsa biz çalışma hayatının sorunlarını çözeriz. Bu ülkede hepimizin yapacağı bir şey var dayanışma içinde olacağız, sıkıntılarımızı paylaşacağız. 45 senedir asgari ücretle ilgili görüşmeler devam ediyor, Türk-İş bu işin bir tarafı, bir tarafı işverenlerimiz, bir tarafı da bakanlığımız, buna katılmıyorum antidemokratik bir kurum bu. Kadın, emekli, işçi, işsiz, çiftçinin hep birlikte yapacağı bir anayasaya hepimizin ihtiyacı var.”
Türk Metal Sendikalarının ilk kadın Şube Başkanı Selda Tekman da günün anlam ve önemine dair bir konuşma yaptı.