Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş) Genel Başkanı Mahmut Arslan’ı ziyaret ederek, Necati Çelik Toplantı Salonu’nda basın açıklamasında bulundu.
Bakan Bilgin, Türkiye’nin çok zor bir dönemde sorunlarını çözerek daha da güçlenme kararında olduğunu belirterek, “Dünya zor bir dönemden geçiyor. Pandemi arkasından küresel ölçekte ortaya çıkan lojistik krizleri, emtia sorunu, emtia zincirlerinin kopması, enflasyonun tüm dünyada hızlı bir şekilde artması, bunun arkasından enerji piyasalarında olağanüstü fiyat artışlarının getirdiği diğer ekonomik sektörlere yansımaları gibi tüm bu zorluklar Türkiye’ye de yansıdı. Bu bakımdan Türkiye’nin karşılaştığı sorunlar diğer ülkelere göre daha ağır olabiliyor. Bunun da en büyük göstergesi enflasyonun yüzde 80’lerin üzerine çıkacak bir hale gelmiş olmasıdır. Türkiye, istikrarı sağlayacak ekonomik bir politikayla bu sorunları aşmaya uğraşıyor. Kabaca enflasyon karşısında iki yaklaşım var. Birisi küçülerek, ekonomiyi soğutarak, faizleri artırarak bu sorunların üzerinden gelmek, talebi düşürmek dolayısıyla enflasyonun düşüşü için sert bir fren yapmak. Bunu uygulayan ülkeler var. Diğer bir yaklaşım da ekonomiyi büyümeyi sürdürerek, istihdam yaratarak, yatırım yaparak, ihracat yaparak enflasyondan fazla büyüyerek, enflasyonun etkisine rağmen büyüyerek bu sorunu çözmek. Türkiye’de bu yol tercih edildi. Bu yol Türkiye’nin büyüme, istihdam, yatırım, ihracat ilişkisini canlı tutacak bir yöntem. Doğru olan da bu çünkü Türkiye’nin genç bir nüfusu var, iş gücüne katılım oranları giderek yükselen bir ülke. Özellikle kadınların iş gücüne katılımının daha fazla arttığı bir demokratik tabloda Türkiye’nin tercihi bu yönde dolayısıyla Türkiye kararını verdi. Büyüyerek, ihracat yaparak, üretim yaparak, üretim gücünü arttırarak enflasyona karşı mücadele edecek ve bu sorunları çözecek” diye konuştu.
“Tarihimizdeki En Yüksek Asgari Ücret Artışını Gerçekleştirdik”
Sorunların çözümünün zaman almasının kendilerini enflasyonun ücret türü geliri elde eden yurttaşların hayat tarzını negatif etkilemesi karşısında daha fazla sorumlu davranmaya götürdüğüne vurgu yapan Bakan Bilgin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunun da ilk yolu sosyal politika yaklaşımını temel bir yaklaşım olarak benimsemek ve sosyal politika uygulamalarının kapsamını genişletmek. Asgari ücret bu konudaki en temel araçlarımızdan birisidir. Tarihimizdeki en yüksek asgari ücret artışını gerçekleştirdik. İlk olarak yüzde 50, arkasından yüzde 30 ve kümülatif olarak baktığımız zaman yüzde 90’ın üzerinde ama aritmetik olarak yüzde 80 oranında bir artış gerçekleştirdik. Bu enflasyon karşısında soluk almayı sağlayacak bir tedbirdir ama tek araç değildir, toplu sözleşmelerimiz önemli araçlardır. Kamu Çerçeve Protokolü çok önemlidir, bizim çalışanlarsa karşı başka sorumluluklarımızı düzenleyici mekanizmalarla yerine getirmemizi sağlayacak bir protokoldür. Belediyelerde çalışan 450 bin civarındaki işçinin maruz bırakıldığı ikramiyesizlik gibi sorunların o protokol çerçevesinde çözülmesi gerektiğinin, bütün işverenlerin o protokole uymak zorunda olduklarının da altını çizmek isterim. Uymayanlara da gerekli hukuki yaptırımları yapmaya hazırız. Hukuki bağlayıcılığı vardır, bütün kamuyu bağlayıcıdır çünkü onun altında Türk Devleti’nin yetki verdiği kurum olarak bizim imzamız var ve bizim sosyal paydaşlarımızın uzlaşmayla vardığı bir çerçeve anlaşmasıdır. Bu sorunların çözülmesi bizim sosyal politika uygulamalarımızın kapsamını derinleştirecektir.”
“90 Bin Civarında İşçinin Kamuya Kadrolu Olarak Geçmesi Konusundaki Çalışmalarımızı Tamamladık”
Bilgin, Aralık ayında asgari ücretin yeniden değerlendirileceğini hatırlatarak, “Enflasyonun tahribatını dikkate alarak yeni bir değerlendirme sonucunda kararımızı açıklayacağız. 3600 düzenlemesiyle kamu personeli arasında yaklaşık 6 milyona yakın bir çalışanın emeklilikteki hayatını düzenleyecek ciddi bir reforma imza attık. EYT sorunu 99 öncesi işe başlayanların karşılaştığı emeklilikle ilgili bir sorundur. Prim gün sayısını doldurmuş olan, yılı tamamlamış olanların karşılaştığı bir sorun, yaşla ilgili bir problemdi onunla ilgili bir çözüm aşamasına geldik. O dosyayı tamamladığımız gün bir basın toplantısıyla ya da başka bir şekilde kamuoyuyla paylaşacağız. Acil olan sorunların ertelenmemesi ve çözülmesi gerekiyor. Mesela geçici işçiler sorunu, ben 2000 yılında genel müdürdüm bizim geçici işçilerimiz vardı Demiryolları ile görüşüyorum geçici işçilerimiz hala geçici işçi. Bunu çözeceğiz, geçici işçilik meselesinin çözülmesi lazım. 696 ile geçen işçilerin problemleri var, onların çözülmesi daha kolay, o konuda hazırlıklarımız tamamlandı ama orada önemli olan diğer bir sorun da yaklaşık 1 milyon işçi geçti ama o günün şartlarında 90 bin civarında işçi kapsam dışında kaldı. Onların kamuya kadrolu olarak geçmesi konusundaki çalışmalarımızı da tamamladık. Onun da belli bir aşamadan sonra uygulamaya sokulacağının haberini vermek isterim” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin, dünyanın yaşadığı krizlerin etkisi altında olduğuna değinen Bilgin, “Türkiye aynı zamanda dünyanın karşı karşıya kaldığı bu krizlerin, savaşın sonuçlarının eklendiği tabloda insanlık için çok önemli adımlar attı. Türkiye’nin ekonomik politikalarında da enflasyon sorununun tahribatlarını aşacak bir yaklaşımı benimsediğini ve bunu her alanda uygulamaya koyulacağını belirtmek isterim” dedi.
“Toplu Sözleşmede Elde Edilen Ücretin Yılsonunda Geçerliliğini Koruyacak Seviyede Kalması İle İlgili Olumlu Bir Yaklaşım İçerisindeyiz”
Bakan Bilgin, vergi ile ilgili sorunların da olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:
“Toplu sözleşmelerde tüm sendikacılarımızın bize söyledikleri bir şey var: ‘Toplu sözleşmede elde ettiğimiz ücreti, toplu sözleşmenin sonuna kadar elde etmek istiyoruz’ diyorlar. Yani vergi dilimlerindeki artışın ücretlerinin niteliğini, alım gücünü aşındırmamasını istiyorlar, bu haklı bir taleptir. Bu konuda da Hazine ve Maliye Bakanımızla görüşmelerimiz var. Özellikle toplu sözleşme ile elde edilen ücretleri anlamsız hale getiren vergideki oynaklığın düzenlenmesi gerekir, Bakan Bey ile görüştüm, olumlu bir yaklaşım içerisinde olduğumuzu belirtmek isterim.”
Sendikaların emekçilerin sözcüsü olduklarının altını çizen Bilgin, “Türkiye’deki üç büyük konfederasyonun taleplerini çalışma programımızın öncelikli meseleleri halinde ele alıyoruz. Bu taleplerin, Türkiye’nin en dinamik kesimlerinin toplumsal talepleri olduğunun farkındayız” ifadesini kullandı.
Konuşmaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Bilgin, Sözleşmeli Personelin Kadroya alınması konusunun ne zaman açıklanacağı ile ilgili sorulan bir soru üzerine, “Sözleşmeli Personel konusunda biz hazırlığımızı yaptık Bakanlar Kurulu’nda gündeme geldikten, Sayın Cumhurbaşkanımızla nihai değerlendirmemizi yaptıktan sonra kamuoyuyla paylaşırız” cevabını verdi.
“Asgari Ücret ile ilgili enflasyona ezdirilmeyeceğine vurgu yaptığınızı görüyoruz. Orta Vadeli Programda yılsonu için yüzde 65 gibi bir enflasyon beklentisi var. Müzakerelerin bu rakam üzerinden yapılacağını söylemek yanlış olur mu?” sorusu üzerine ise Bilgin, “Orta Vadeli Plandaki enflasyon hedefi farklı bir şey, çıkacak reel enflasyon nedir? Ne olacaktır? O gün onu değerlendireceğiz. Şimdiden bir rakam ya da oran söylemek mümkün değil ama Aralık ayında ortaya çıkan tabloya göre değerlendirmemizi yapacağız” dedi.
“Vergi dilimi ile ilgili sendikaların ortak talebi yüzde 10 gibi bir baraj olması, siz sayın bakan ile herhangi bir yüzdelik baraj görüştünüz mü ya da sizin kafanızdaki düşünce nedir? Vergi dilimi ile ilgili en makul yol nasıl bulunabilir?” sorusuna ise Bakan Bilgin, şöyle cevap verdi:
“Toplu sözleşmede prensip olarak benim yaklaşımım toplu sözleşmede elde edilen ücretin yılsonunda geçerliliğini koruyacak seviyede bir verginin dikkate alınması. Daha da önemlisi kriz döneminde bunun sabitlenmesi.”
“SSK ve Bağ-Kur prim gün farklılıklarının kapatılacağını, eşitleneceğini belirtmiştiniz. Bu hususta prim gün farkları eşitlenecek mi ve bu dönemde düzenleme hangi kapsamda olacak?” sorusuna ise Bakan Bilgin, “Prim miktarlarına göre emeklilik ve emeklilik aylıklarının arasındaki dengesizliklerin giderilmesi gerektiğini vurgulamak için söylediğim bir cümle o” şeklinde yanıt verdi.
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ise, Bakan Bilgin’e taleplerini ileterek, “Sayın Bakanımız zor bir dönemde hem Türkiye için hem emek hareketi için çok ciddi düzenlemeleri yaptı. Sayın Bakanımızın bu gayretini çok önemsiyorum, kendilerine teşekkür ediyoruz. Kamu Çerçeve Anlaşması Protokolü yakın tarihimizdeki en başarılı toplu sözleşmelerinden biriydi. Bu toplu iş sözleşmesi, ücret ve sosyal hakların ötesinde tarihimizde bir ilk olarak asgari ücret tutarındaki bütün gelirlerin vergi dışı bırakılması tarihi reformdu. Burada Sayın Bakanımızın katkılarını, Sayın Cumhurbaşkanımızın desteklerini bir kez daha görmüş olduk. Sayın Bakanımızın, asgari ücret konusunda somut olarak komisyonda yer almamamıza rağmen Türk-İş, DİSK ve Hak-İş olarak bizlerle de istişare ederek sürecin maksimum düzeyde gerçekleşmesinde büyük çabaları oldu. Temmuz’daki asgari ücret çalışmalarında yine Sayın Bakanımız Konfederasyonumuzu dikkate alarak görüşmeler öncesinde bizimle görüşerek bu çalışmalara destek oldu” diye konuştu.
Ardından Arslan, Bakan Bilgin’e hediye takdim etti ve fotoğraf çekildi.