33.İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası 2- 4 Mayıs tarihlerinde Antalya’da Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt SELÇUK, Bakan Yardımcısı Ahmet KOCA, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Sedat YENİDÜNYA, TİSK Hukuk İşleri Müdürü Nagehan AKAN, DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Safvet YAHYAOĞLU, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ali Cengiz GÜL, TESK Yönetim Kurulu Üyesi Adlıhan DERE, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, akademisyenler, öğrenciler ve isg profesyonellerinin yoğun katılımı gerçekleştirildi.
Haftanın kapanış programına katılan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt SELÇUK yaptığı konuşmada, yüz binde ölümlü iş kazası oranında yüzde 44'lük bir azalma olduğunu belirterek, "Sürekli iş göremezlikle sonuçlanan bir iş kazasının hukuki maliyeti bir KOBİ'nin öz sermayesinin yüzde 30'una denk gelmektedir. Oysa önlemek ödemekten çok daha insani ve ucuz." dedi.
Kendisine 50 yıllık hedefler belirleyen, yerli ve milli üretimini yapan, istikrarlı büyümesiyle dünyada birçok ülkeyi geride bırakan vizyon sahibi bir Türkiye olduğuna işaret eden Bakan SELÇUK, ekonomide sağladıkları atılımları, refahı, tabana yaymak adına oluşturdukları yeni istihdam alanlarıyla kalıcı ve verimli hale getirmenin mücadelesini verdiklerini bildirdi.
“2018 Yılında İstihdamı 28 Milyon 738 Bine Ulaştırdık”
2002'ye göre 2018'de iş gücünü 8 milyon 456 bin artırıp 32 milyon 274 bine, istihdamı ise 7 milyon 384 bin artırıp 28 milyon 738 bine ulaştırdıklarına dikkati çeken Bakan Selçuk, iş sağlığı ve güvenliğinin çalışanlar için bir lüks, seçenek değil, zorunluluk olduğuna değindi.
İş kazaları ve meslek hastalıklarının, dünyada her yıl milyonlarca çalışanın hayatına mal olduğunu aktaran Bakan SELÇUK, tek bir çalışanın dahi mesleği sebebiyle hayatını kaybetmediği sağlıklı bir çalışma hayatına kavuşmayı hedeflediklerini ifade etti.
"Bu sebeple 17 yıldır her alanda olduğu gibi iş sağlığı ve güvenliği alanında da ortak aklı ve iş birliğini temel alan bir çalışma prensibini benimsedik. Tüm paydaşlarımızı dahil ederek, Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyini kurduk." diyen Bakan SELÇUK, güçlü bir yasal zeminin yanında, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün içselleştirilmesinin kalıcı ve sürdürülebilir iyileşme sağlamak için en önemli unsur olduğunu söyledi.
" İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmeti Alan İşyeri Sayımızı %842 artırdık"
Bakan SELÇUK, işverenleri, çalışanlarına daha sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı sunmaları için teşvik ettiklerini belirterek, şöyle konuştu:
"10'dan az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli işletmelerimize iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde kullanılmak üzere maddi olarak devlet desteği sağlıyoruz. 10'dan fazla çalışanı olan çok tehlikeli işletmelere de iş sağlığı ve güvenliği açısından önemli bir teşvik uygulamasını bu yıl başlattık. Bu iş yerlerinde 3 yıl içinde ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmezse, işsizlik sigortası işveren payı üç yıl süreyle yüzde 50 indirimli olarak alınacak. Ayrıca 50'den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan küçük işletme sahipleri de sertifika sahibi olarak, kendi iş yerlerinin iş güvenliği çalışmalarını kendileri yürütebiliyor. Bu kapsamda bugüne kadar, protokol imzaladığımız kamu kurum ve kuruluşlarıyla üniversitelerden eğitim alarak başarı gösteren 52 bin işveren ve vekilini belgelendirdik. Tüm bu teşvik ve desteklerimizle işverenlerimizin iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi görevlendirme yükümlülüğünü, çalışanlarımızın iş sağlığı ve güvenliğe hizmetlerine erişimini kolaylaştırdık. Böylece 2013'ten bu yana iş sağlığı ve güvenliği hizmeti alan iş yeri sayımızı % 842 artırdık."
Bakanlık olarak çalışma hayatındaki teknolojik gelişmeleri takip ettiklerine değinen Zehra Zümrüt SELÇUK, bu dönüşümlerin iş sağlığı ve güvenliği alanına sağlayacağı fayda, doğuracağı sorunları değerlendiklerini bildirdi.
"Yapay zeka teknolojisini kullanarak, 'Önlemenin dijital yolu' sloganıyla 'İş Sağlığı ve Güvenliği Bilgi Yönetim Sistemi'ni kurduk." diyen Bakan Selçuk, sağlık sistemi ve çalışma hayatına ilişkin verileri sahadan alınan verilerle birleştirip, anlamlandırarak, akademisyenler, iş sağlığı ve güvenliği profesyonelleri ile kamunun kullanımına sunabilmeyi hedeflediklerini ifade etti.
Bu sistemin ilk faydasına, istatistik biriminde yapılan bir çalışmayla şahit olduklarını anlatan SELÇUK, "Bu çalışmaya göre, sürekli iş göremezlikle sonuçlanan bir iş kazasının hukuki maliyeti bir KOBİ'nin öz sermayesinin yüzde 30'una denk gelmektedir. Oysa önlemek ödemekten çok daha insani ve ucuz. İşverenlerimizin iş sağlığı ve güvenliğini sadece bir maliyet unsuru olarak görmemelerini istiyoruz. Çünkü çalışanlarının sağlık ve güvenliklerini önemseyen işletmelerin gelecekte de rekabet gücü kazanarak öne çıkacağına inanıyoruz." diye konuştu.
Haftanın açılışında konuşan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakan Yrd Ahmet KOCA ” 33. İş Sağlığı ve Güvenliği haftası açılışımıza olan ilginizi görmekten, gelişen ve büyüyen ülkemizin İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda da ilerlemesine katkı sunmaktan ve bu atmosferin ev sahipliğini turizm cenneti güzel ilimiz Antalya’da yapıyor olmaktan onur duyuyor ve katılım gösteren siz değerli misafirlerimize şükranlarımı sunuyorum dedi ve sözlerine şöyle devam etti; iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu yitirilen insan hayatının değerini ölçmek ve hiçbir maddi değerle karşılaştırmak mümkün değildir. hiçbir düzenleme, hiçbir çalışma giden canlarımızı geri getiremez ve bu nedenledir ki tüm çalışanlarımızın hayatı bizim için istatistiklerden daha öte bir anlam ifade ediyor. Bu yüzden biz öncelikle insan hayatını ve onurunu korumak için daha sonra ise sürdürülebilir üretim, kalkınma ve toplumsal refah için iş sağlığı ve güvenliğini milli bir mesele olarak görüyoruz. İş sağlığı ve güvenliğinin sadece Bakanlığımızın sorumluluğu olmaktan çok çalışma hayatının aktörleri olan herkesin ortak görevi olduğunu belirten KOCA “Bu görevi yerine getirirken işçi-işveren temsilcileri, İş Sağlığı ve Güvenliği profesyonelleri, sivil toplum kuruluşları, kamu kurumları ve ilgili tüm tarafların konuya karşı hassasiyet gösterip elele vererek, yürekten sahiplenme duygusu ile hareket etmesi gerekecektir.” dedi
Açılışta konuşan İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Sedat YENİDÜNYA’ da “ 1987 yılından itibaren her yıl 4-10 Mayıs tarihleri arasında “İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası” etkinlikleri düzenlemekteyiz. 2001 yılından itibaren de bu etkinleri bir adım ileriye taşıdık ve iki yılda bir Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi düzenlemekteyiz. Hafta kapsamında; bu yıl siz değerli konuklarımızın katılımları ile “İş Sağlığı ve Güvenliği Seçenek Değil Zorunluluktur” mottosu ile 9 ana oturum gerçekleştireceğiz” dedi
Genel Müdürlük olarak tüm taraflarla yürütülecek işbirliklerine büyük önem verdiğinin altını çizen YENİDÜNYA “Özellikle son dönemde üniversitelerimiz ile yakın temas halindeyiz. Şu an toplamda 63 farklı protokol kapsamında paydaşlarımızla birlikte ortak akılla hareket etmeye çalışıyoruz. Özellikle çocuklarımıza ve yakın gelecekte çalışma hayatında aktif rol alacak gençlerimize ulaşmaya yönelik Milli Eğitim Bakanlığımız ve ülkemizin 41 güzide üniversitesi ile imzaladığımız işbirliği protokolleri ile yürüttüğümüz çalışmalar toplumda oluşturmayı arzuladığımız İSG farkındalığına büyük destek vermektedir.” dedi
YENİDÜNYA “Genel Müdürlük olarak iş kazası ve meslek hastalıklarını önleme hedefimiz doğrultusunda ana stratejimiz her zaman iş sağlığı ve güvenliği kültürünün gelişimine odaklanmak olmuştur. Sıfır iş kazası ve meslek hastalığı, iş sağlığı ve güvenliği kültürüne sahip bireylerden oluşan bir toplumda ulaşılabilir bir hedeftir. Her bir vatandaşımız bu kültüre sahip olana kadar çalışmalarımız tüm hızıyla devam edecektir.” dedi
Ayrıca açılış töreninde TİSK, HAK-İş, DİSK ve TESK’in katılımcıları da birer konuşma yaptı.
33.İSG Haftası etkinliğinde tarım, turizm ve maden sektörleri ile birlikte iş sağlığı ve güvenliğini konu alan birçok oturumlar gerçekleştirildi